Çin Devlet Başkanı Şi Cinping

Çin, Tayvan’a yönelik ilhak söylemini sürdürüyor

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Tayvan’a ‘dış müdahaleye’ karşı uyardı

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, “Tayvan’a dış müdahaleye” karşı uyarıda bulunurken, Pentagon Sözcüsü John Supple, “ABD’nin Tayvan Boğazı da dahil olmak üzere Hint-Pasifik bölgesinde sağlanacak barış, güvenlik ve istikrarda sıkı bir çıkarı olduğunu” belirtti.

Sözcü, Şarku’l Avsat’a gönderdiği yazılı açıklamada, ABD’nin iki halkın istekleri ve çıkarları doğrultusunda boğaz genelinde barışçıl bir çözümü desteklemeye devam edeceğini ifade etti.

Washington’un Tayvan Boğazı’ndaki sorunların barışçıl yollarla çözümüne destek vermeye devam edeceğini söyleyen Supple, “ABD’nin Tayvan’a desteği tek Çin politikamız, Tayvan İlişkileri Yasası, üç ABD-Çin Ortak Bildirisi ve altı Güvence Mutabakatı’nda sıralanan Amerikan taahhütleri doğrultusunda güçlü, ilkeli ve iki taraflı olarak devam ediyor” açıklamasında bulundu.

ABD’nin Tayvan ile savunma ilişkisinin, Tayvan İlişkileri Yasası tarafından yönlendirildiğini dile getiren Pentagon sözcüsü, Tayvan’ın savunma ihtiyaçlarının 40 yılı aşkın bir süredir olduğu gibi Çin Halk Cumhuriyeti’nin oluşturduğu tehdidin değerlendirilmesine dayandığını kaydetti.

Çin Hava Kuvvetleri’nin Tayvan Özel Savunma Bölgesi’ndeki son hava ihlallerine atıfta bulunan Supple, “Çin’in Tayvan, Doğu Çin Denizi ve Güney Çin Denizi çevresinde istikrarı bozduğuna ve yanlış hesaplama riskini artırdığını düşündüğümüz askeri faaliyetlerini yoğunlaştırması da dahil olmak üzere Tayvan’ı ve diğer müttefikleri ve ortakları sindirme ve onlara baskı yapma çabalarını hızlandırdığını belirtmek isterim.” diye konuştu.

Sözcü, Pentagon’un adada ABD güçlerinin varlığı iddialarına ilişkin tutumunu şu sözlerle yineledi: “Spesifik operasyonlar, angajmanlar veya eğitim hakkında herhangi bir yorumum yok ancak açıkça belirtmek isterim ki Tayvan ile olan destek ve savunma ilişkilerimiz Çin Halk Cumhuriyeti’nin oluşturduğu mevcut tehditle paralel olarak devam ediyor. Üç bildiride de belirtildiği gibi Pekin’i Boğazlarla ilgili anlaşmazlıkların barışçıl çözümüne olan bağlılığını yerine getirmeye çağırıyoruz.”

Bu açıklamalar, bir ABD nükleer denizaltısının “gizemli” bir kazaya maruz kalmasının sonucu olarak bölgede tansiyonun tırmandığı bir zamanda geldi. Pentagon sözcüsü doğrudan bu konuyla ilgili yorum yapmak istemedi.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, geçen hafta Çin savaş uçaklarının hava savunma sahasına girmesiyle askeri gerilimin yaşandığı Tayvan’a “barışçı yollarla yeniden birleşme” çağrısı yaptı.

Şarku’l Avsat’ta yer alan habere göre, Devlet Başkanı Şi, Çin Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yolunu açan 1911 devriminin 110. yıl dönümü vesilesiyle Büyük Halk Meclisinde düzenlenen toplantıda konuştu.

Şi, barışçı koşullardaki bir uyanışın Tayvan dahil tüm Çin ulusunun çıkarına olacağına işaret ederek “Tayvan Boğazı’nın her iki yakasındaki vatanseverler, tarihin doğru tarafında konumlanmalı ve Çin’in topyekun birleşmesini, Çin ulusunun topyekun uyanışını sağlamak için el ele vermelidir” ifadesini kullandı.

Tayvan sorununun tamamen Çin’in iç sorunu olduğunu ve hiçbir dış müdahaleye konu edilemeyeceğini vurgulayan Şi, “Ülkemizin topyekun birleşmesi gerçekleştirilebilir ve gerçekleştirilecektir” değerlendirmesinde bulundu.

Çin’in Tayvan’ın herhangi bir bağımsızlık girişimini reddetmesine de değinen Şi, “Miraslarını unutanların, anavatanlarına ihanet edenlerin ve ülkeyi bölmek isteyenlerin sonu iyi olmayacak” dedi.

Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.

Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor.

Tayvan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Xavier Chang, Çin Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman Çin Halk Cumhuriyeti’nin bir parçası olmadığını ve geleceğine yalnızca kendi halkı tarafından karar verilen egemen ve bağımsız bir ülke olduğunu dile getirdi.

Chang yaptığı açıklamada, “Tayvan halkının, ‘tek ülke, iki sistem’ modelini büyük ölçüde reddettiği ve özgürlüğü ve demokratik bir yaşam biçimini şiddetle savunduğu açıktır” dedi.

Çin, iki eski Avrupa kolonisi olan Hong Kong ve Makao üzerinde yeniden kontrol sağlamak için bu modeli benimsemişti.

Chang, 1997’de iktidarın İngiliz yönetiminden Pekin yönetimine devredilmesinin ardından Pekin’in Hong Kong’a 50 yıl boyunca yüksek derecede özerklik sözü verdiğini ancak bu sözü yerine getirmemesi nedeniyle bu modelin başarısız olduğunu da sözlerine ekledi.

Öte yandan ABD Savunma Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Colin Kahl ve Hindistanlı mevkidaşı Ajay Kumar dün (Cuma) ABD-Hindistan Savunma Politikası Grubu’nun 16. toplantısına eş başkanlık ettiler.

Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, grubun bilgi alışverişi, deniz işbirliği, lojistik ve savunma ticareti gibi bir dizi ikili önceliği tartıştığı belirtildi. Bu durum ABD ve Hindistan arasındaki gelişen savunma ilişkilerini yansıtıyor.

ABD’li ve Hindistanlı yetkililer, Güney Asya ve Hint Okyanusu da dahil olmak üzere ortak çıkarların olduğu bölgesel meseleler hakkında görüş alışverişinde bulundular. Taraflar, Hint-Pasifik bölgesinin özgürlüğünü ve dışa açık yapısını korumak için benzer düşünen ortaklarla işbirliğini geliştirme fırsatlarını da tartıştılar.

Liderler ayrıca, uzay ve internet gibi yeni savunma alanlarında işbirliğini teşvik etmek de dahil olmak üzere, birlikte daha sorunsuz çalışmak için ABD ve Hint orduları arasındaki karşılıklı işbirliğini ve birlikte çalışabilirliği derinleştirmeye olan bağlılıklarını da pekiştirdiler.

Şarku’l Avsat