Iraklı Şii lider Mukteda es-Sadr

Iraklı Şii din adamı ve politikacı Mukteda es-Sadr’dan ‘çoğunluk hükümeti kurma’ talebi

Mukteda es-Sadr -bazıları onu Şii cephenin bir ortağı olarak tanımlarken bazıları ise cephedeki diğer partilerin rakibi olarak görürken- Irak’ın başkenti Bağdat’ın 160 kilometre güneyindeki Necef kentinin El-Hannane bölgesinde bulunan evinden ülke siyasetine yön vermeye devam ediyor. Irak’ta 10 Ekim’de düzenlenen parlamento seçimlerinin sonuçları, seçimi kazanan ve kaybeden partiler arasında keskin bir bölünmeye yol açması nedeniyle bir probleme dönüştü. Seçimi kazanan taraflar, oyların elle sayım işleminin sonuçlanmasını beklerken, kaybeden taraflar ise yaklaşık iki haftadır süren protestolar üzerinden bir sokağın gücünü kullanıyor.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr önceki gün yaptığı açıklamada çoğunluk hükümetinin kurulmasını arzuladığını belirtti. Bir sonraki Meclis’te iki taraftan oluşması gerektiğini belirten Sadr, birinci tarafın hükümeti kuran ve tüm düzeylerde reform yapma görevini üstlenen taraf olması, ikinci tarafın ise muhalefetten oluşması teklifinde bulundu. Muhalefetin ötekileştirilmemesi gerektiğini ve üzerinde uzlaştıkları meselelerin birinci taraf için bağlayıcı bir istişare görevi göreceğini kaydeden Sadr, tüm bunların ‘demokrasinin esasları arasında yer aldığına’ ifade etti.

Sadr’ın bu teklifi, seçimin nihai sonuçlarıyla ilgili tartışmaların sürdüğü bir ortamda geldi. Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği, itiraz edilen seçim merkezlerindeki oyların yeniden sayımına devam ederken, seçimi kaybeden taraflar -içlerindeki ihtilaflar gün yüzüne çıkmasına rağmen- siyasi denklemi değiştirmek için sokağın gücünü kullanmaya devam ediyor.

Son seçimde 74 sandalye alarak birinci sıraya yerleşen Mukteda es-Sadr, yaptığı açıklamalarla kendi cephesini sağlamlaştırıyor. Sadr’ın açıklamaları aynı zamanda Sadr Hareketi’nin gelecek hükümetin kurulmasında izlenecek yol haritasıyla ilgili bakış açısını da yansıtıyor. Sadr, bir sonraki hükümetin Sadr Hareketi tarafından kurulması gerektiği görüşünde. Bu görüşün arkasında ise Sadr Hareketi’nin seçimlerden birinci çıkması yatıyor. Nitekim Sadr daha önceki açıklamalarında da bir sonraki başbakanın ‘halis mulis bir Sadr Hareketi mensubu’ olmasını istediğini belirtmişti.

Sadr’ın Şii cephedeki ortakları, Koordinasyon Grubu’nu kurarak onun rakibi haline geldiler. Koordinasyon Grubu, seçimi kaybeden Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu ve bir dizi silahlı grubun siyasi temsilcilerini içeriyor. Grupta ayrıca Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki’nin liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu da bulunuyor. Maliki rahat bir zafer kazanarak Sadr’dan sonra ikinci sıraya yerleşti. Fakat ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturmayı isteyen Maliki, kaybeden seçimleri kaybeden partilerin sandalyelerine göz koymuş durumda. Maliki bu sandalyeleri garanti ettikten sonra ise Kürt ve Sünni partilerle koalisyon yapmayı hedefliyor.

Seçim sonuçlarına göre Meclis’e girmeye hak kazanan Sünni Milletvekili Mişan el-Cuburi, Sadr’ın teklif ettiği çoğunluk hükümetinin kurulması imkanını Şarku’l Avsat’a değerlendirdi. Cuburi, “Ülkede değişim isteyen hiç kimsenin çoğunluk hükümetini desteklememesi mümkün değil. Fakat bizi endişelendiren, çoğunluk hükümetine dahil edilmeyecek Şii partilerin sorun çıkarmasıdır. Bu durum iç barışı tehdit edebilir. Eğer bu aşılırsa hepimiz çoğunluk hükümetinin ve güçlü bir muhalefetin kurulmasını isteriz” ifadelerini kullandı.

Cuburi, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Kürt ve Sünni partiler, herhangi bir Sünni tarafın en büyük meclis bloğunun kurulması sürecinde Şii tarafa katılmaması konusunda anlaştı ve bunun için güçlü bir şekilde çalışıyoruz. Bu yolla iki taraftan birinin zorbalık görmesinin ve haklarının elinden alınmasının engellenmesine yardımcı olmuş oluruz. Eğer bir Sünni taraf olarak en büyük meclis bloğunun kurulması için Şii tarafa katılırsak, bu durum daha sonraları Sünniler için problemlere neden olur ve yanlış bir süreç inşa etmiş oluruz. Anayasa’da belirtildiği üzere kim en büyük meclis bloğunu kurar ve hükümet kurma yetkisine sahip olursa onunla işbirliği kurarız. Bu kişi ister Sadr olsun isterse karşı taraf yani Koordinasyon Grubu olsun.”

Iraklı bağımsız siyasetçi İzzet Şahbender, Koordinasyon Grubu’nun birliğini hedef alan planlı ve sistematik sızdırma operasyonlarına maruz kaldığını ve bu yolla gruptaki tarafların dağınık ve kaybetmiş sayılardan ibaret bir görüntü vermesinin hedeflendiğini söyledi. Şahbender, “İki büyük grubun yani Sadr Hareketi ile Koordinasyon Grubu’nun üzerinde uzlaşacağı bir çözüm yolu bulunmadığı sürece seçimin doğurduğu bu kriz aşılamaz” ifadelerini kullandı.

Son seçimde Kanun Devleti Koalisyonu’ndan aday olan ve meclise girmeye hak kazanan Milletvekili Muhammed Sadun es-Sayhud, “Bir sonraki hükümetin kurulması şu üç senaryoya göre gerçekleşebilir. Birincisi Sadr Hareketi’nin Kürtler ve Sünnilerle koalisyon oluşturarak hükümet kurması. İkinci senaryo, Koordinasyon Grubu’nun Kürtlerle koalisyon oluşturarak hükümet kurması. Üçüncü ve en muhtemel senaryo ise hükümetin kurulması için Sadr Hareketi’nin Koordinasyon Grubu’na katılmasıdır” ifadelerini kullandı.

Sayhud, “Büyük gruplar arasındaki siyasi ihtilaflar çok büyük. Fakat çözümü imkansız değil. Bu ihtilafların bitirilmesi ve aralarında görüş birliği sağlanması gerekir. Çünkü Irak halkı yeni hükümetten yanlışları düzeltmesini ve sorunları iyileştirmesini bekliyor” diye konuştu.

Şarkul Avsat