(Fotoğraf: Twitter/ @reda_getachew)

16 Batılı ülkeden, Tigray’daki suçların faillerinden hesap sorulması çağrısı

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 3 Kasım 2020 ve 28 Haziran 2021 tarihleri ​​arasında meydana gelen “ağır” ihlalleri belgeleyen soruşturmasının sonuçlarının ardından, 16 ülke Etiyopya’nın Tigray bölgesinde insan hakları suçu işleyenlerden hesap sorulması ve cezalandırılması çağrısında bulundu.

Yaptıkları ortak açıklamada 16 ülke, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve Etiyopya İnsan Hakları Komisyonu’nun insan hakları ihlalleri, suistimalleri ve Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki çatışmanın tarafları tarafından işlenen uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası mülteci hukukunun ağır ihlalleri iddialarını araştırmak için gösterdikleri ortak çabayı memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.

Söz konusu ortak açıklama geçtiğimiz cumartesi günü Avustralya, Belçika, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç, Birleşik Krallık ve ABD tarafından yayınlandı.

Söz konusu 16 ülke, ortak raporda yer alan soruşturma bulgularında, sivillere yasa dışı saldırılar, cinayetler, infazlar, işkence ve diğer kötü muameleler, keyfi gözaltılar, adam kaçırmalar, zorla kaybetmeler ve cinsel şiddet gibi, insan hakları ihlallerinin ve “uluslararası insancıl hukuk” ihlallerinin olduğuna yönelik delilleri olduğunu belirtti. Raporun hazırlayanlar, bu ihlallerin ve suistimallerin bir kısmının “insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları” olabileceği sonucuna vardı. Rapor, bu eylemlerden sorumlu kişilerin cezasız kaldığına ve hedeflenen kişilere ve tanıklara destek verilmediğine dikkat çekti. Açıklamada “Yerlere, kişilere ve belgelere erişimde karşılaştığımız önemli zorluklara rağmen, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve Etiyopya İnsan Hakları Komisyonu’nu tarafsız ve şeffaf çalışmalarından dolayı takdir ediyoruz” denildi. Mağdurlar ile hayatta kalanlar adına adaleti ve hesap verilebilirliği desteklemek için insan hakları ihlallerini ve uluslararası insancıl hukuk ihlallerini belgelemenin önemine vurgu yapıldı.

Batılı ülkeler, “bu tür ihlallerden sorumlu olanlar için ciddi ve sistematik hesap verebilirliğin” sağlanmasının “gerekli” olduğunu vurgulayarak, raporun, 28 Haziran’dan bu yana ortaya atılan iddiaların yanı sıra daha fazla soruşturma yapılmasının gerekli olduğuna açıklık getirdiğini kaydetti. Söz konusu ülkeler “Çatışmanın tüm taraflarını şiddetle bulguları ve önerileri kabul etmeye ve uygulamaya çağırıyoruz” diyerek bulguların kabul edilmesini talep etti. Ayrıca raporda atıfta bulunulan “insan hakları ihlalleri ve suistimallerinden ve insancıl hukuk ihlallerinden sorumlu olan herkesin” hesap vermesinin önemini vurgulayarak Etiyopya ve Eritre hükümetlerinin, güvenilir soruşturmaların yürütülmesini sağlamaları gerektiğini ifade ettiler.

Söz konusu ülkeler, bu bağlamda Etiyopya Hükümeti’nin raporda belirtilen, özellikle toplumsal cinsiyete dayalı vahşet mağdurlarının, ihlal ve suistimallerin mağdurlarına tazminat sağlama taahhüdünü kabul ettiklerini ve Eritre Hükümeti, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi ve çatışmanın diğer tüm taraflarını benzer bir taahhütte bulunmaya çağırdıklarını ifade etti.

16 Batılı ülke, Etiyopya Hükümeti’nin geçiş dönemi adaleti sürecine bağlılığını ve ortak raporda atıfta bulunulan ihlalleri işlemekle suçlananların yer aldığı davaları denetlemeye adanmış bir “Cumhuriyet Savcılığı özel dairesi ve bir yargı organı” kurma kararını memnuniyetle karşıladı.

Şarku’l Avsat