Bilim insanları Kovid-19’la mücadelede ilaçlar önemli olsa da aşılamanın önceliğini vurguluyor
İnsanlığın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı küresel mücadelesinde, enfeksiyonun bulaştığı vakalardaki etkileri ve komplikasyonlarının şiddetini hafifletmek için potansiyel bir tedavi fırsatının sunulduğu yeni bir aşamaya geçildi. Geçtiğimiz haftalarda ABD merkezli ilaç şirketleri, ağız yoluyla kullanılan Molnupiravir ve Paxlovid olmak üzere iki farklı Kovid-19 ilacının klinik çalışmalarında cesaret verici sonuçlarını yayınladı. Söz konusu ilaçlar, salgın ile mücadele de daha fazla güvenlik sağlayabilir.
Aşılar ve Kovid-19 ilaçları
Basının bu şirketlerin açıklamalarından aktardığı bilgilere göre, her iki ilaçta etkiliydi, hatta klinik sonuçları inceleyen bağımsız bilimsel kurullar, ilaçlara yönelik daha fazla kanıt gerekli olmadığını kanısına varılmasını sağlayan olumlu sonuçları göz önüne alarak, söz konusu çalışmaları erken bir aşamada sonlandırdı. Ancak basına göre, Merck ve Pfizer şirketlerinin ilaçlarının etkilerinin kesin bir şekilde değerlendirmesi hala zor bir durum, zira şirketlerin şu ana kadar, yalnızca basın açıklamalarını yayınlarken, klinik çalışmaların ayrıntılarına yönelik belgeler yayınlanmadı.
ABD’de bulunan Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin internet sitesinde yayınlanan makalede, üniversitenin Bulaşıcı Hastalıklar Danışmanı Dr. Jaimie Meyer konuyu şu yorumda bulundu:
“Hastaneye yatışları önlemek için ilk planımız aşıdır. Molnupiravir ilacına yönelen dikkatin, aşıya yönelik dikkati dağıtması ihtimalinden biraz endişe duyuyorum. Bazı insanlar bu ilaçları kullanma imkanları olduğu için aşı olmak istemediklerini söyleyebilir. Ancak bunlarından biri diğerinin yerine koyulamaz. Henüz aşı olmadıysanız, en önemli şey hemen aşı olmanız.”
Bu potansiyel tedavi edici ilaçların salgın sahnesine girerken, Kovid-19’a karşı mücadeledeki bugüne kadar kaydedilen gerçek başarı, onaylanan aşı türlerinin uygulanması oldu. Aşılar, pandeminin yayılmasına karşı koruma sağlama, virüsün orijinal varyantı ile enfeksiyonu önleme veya enfekte olunması durumunda patolojik yansımaları daha az şiddetli hale getirme açısından etkili oldu. Başarıyı sağlayan diğer bir şey ise, gerekli olan koşullarda solunum sistemindeki viral enfeksiyonların yayılmasını azaltmak amacıyla ihtiyati tedbirlerin uygulanması ve koruyucu araçların kullanılmasıydı.
Molnupiravir ilacı
Söz konusu aşamaya girişin başlangıcı, ABD merkezli Merck ve Ridgeback şirketleri tarafından ortaklaşa geliştirilen Molnupiravir ilacı ile oldu. İlaç 4 Kasım’da acil tedavide kullanım için İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu (MHRA) tarafından onaylanması sonucunda ağız yoluyla kullanılan ilk Kovid-19 karşıtı ilaç oldu. Molnupiravir, Kovid-19 enfeksiyonu doğrulayan bir test sonucu olan, ciddi semptomlar göstermek için en az bir risk faktörüne sahip yetişkinlerde hafif ila orta şiddette (Yani henüz hastaneye yatırılmamış) vakaların tedavisinde kullanılabiliyor. Bu da, onu Kovid-19 vakaları için evde kullanımı onaylanmış ilk ilaç yapıyor.
Söz konusu ilaç kiremit rengi bir kapsül içerisinde bulunuyor. Bu ilacı üreten iki şirket, acil kullanımına yönelik ruhsat alınması için ABD Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) başvurduğunu, ilacın hala inceleme aşamasında olduğunu duyurdu. Aynı zamanda ilacın pazarlama izni için Avrupa İlaç Ajansı’na (EMA) başvurulduğunu ve EMA tarafından bir inceleme başlatıldığını da açıkladılar.
İki şirket yaptıkları açıklamada, Molnupiravir’in Kovid-19 vakalarının daha yoğun tedavi görmek üzere hastaneye yatırılma olasılığını yarı yarıya azalttığını ayrıca can kaybı riskini de azalttığını duyurmuştu. Söz konusu ilaç, Atlanta’daki Emory Üniversitesi’ndeki araştırmacıların Chapel Hill’deki Kuzey Carolina Üniversitesi’ndeki meslektaşlarıyla işbirliği içerisinde keşfedildi. İlaç 5 günlük bir boyunca günde iki kez alınan toplam 4 hap olarak kullanılıyor. İki şirketin bu ilacın etkinliğini ve güvenliğini test etmek için finanse ettiği klinik çalışma, Kovid-19 test sonucu pozitif çıkan ve ciddi semptomların görüldüğü bir enfeksiyon geçirmek için en az bir risk faktörüne sahip 750’den fazla vakayı içeriyordu. Şirketler özel olarak, tüm katılımcıların 60 yaş üstü veya diyabet, obezite ya da kalp hastalığına sahip kişiler olduğunu açıkladılar. Çalışmaya katılan vakaların yaklaşık yarısı Molnupiravir ve diğer yarısı plasebo etkili kapsül aldı. Çalışma sonuçlarda, Molnupiravir kullananların yüzde 7’den fazlasının ileri tedavi için hastaneye nakledildiği ancak hiçbirinin ölmediği gözlemlendi. Plasebo etkili kapsülleri alan vakaların yüzde 14’ü hastaneye kaldırılırken, yüzde 8’i hayatını kaybetti.
FDA’dan bir danışma komitesinin bu ay içerisinde, şirketlerin Molnupiravir ilacı için acil kullanım izni başvurusunu görüşmek üzere toplanması kararlaştırıldı. Komitenin ele alacağı klinik noktalardan biri, ilacın Kovid-19 aşısı olmuş kişilere verilip verilmeyeceği konusu oldu. Zira Yale Tıp Fakültesi’ndeki bulaşıcı hastalık uzmanlarına göre, yürütülen çalışma sadece aşılanmamış bireyleri kapsıyordu. Diğer yandan şirketler, yıl sonuna kadar 10 milyon kişinin tedavisinde kullanabilecek oranda Molnupiravir üretmeyi planlıyor.
Paxlovid ilacı
Yeni ilaçların diğeri ise Paxlovid ilacıdır, Kovid-19 virüsü enfeksiyonundan kaynaklanan ölümleri etkili bir şekilde engelleme imkanı sağlar. İlacın üreticisi olan Pfizer şirketinin belirttiğine göre, Paxlovid ilacı, klinik denemelerde plasebo etkili ilaca göre hastaneye yatış veya ölüm riskini yüzde 89 azaltılmasını sağladı. İlaç, hastalığının semptomların başlamasından sonraki 5 gün içerisinde iyileşme görülmeyen, hastaneye kaldırılmayan Kovid-19 sebebiyle yüksek riskli semptomlar gösterme ihtimali olan yetişkinlerde kullanıldı. Bu sonuçların anlamlılık seviyesi (Statistical Significance) yüksekti. Şirket, acil kullanım izni için FDA’ya yaptığı başvurunun bir parçası olarak klinik çalışma sonucunda elde edilen verileri mümkün olan en kısa sürede göndermeyi planlıyor.
Pfizer, Paxlovid’in içeriğinin PF-07321332 ve Ritonavir olmak üzere iki ilaçtan oluştuğunu açıkladı. Aynı zamanda elde edilen sonuçların, yüksek risk altındaki hastalarda Kovid-19 virüsünün proteaz inhibisyonunu (Protease Inhibition) değerlendirmeyi amaçlayan EPIC-HR çalışmasında Faz 2’den Faz 3’e geçilirken yapılan ara analiz (Interim Analysis) sonuçlarına dayandığını belirtti. İlacın net bir şekilde pozitif sonuç vermesinin ardından bağımsız veri izleme komitesinin (Data Monitoring Committee) tavsiyesi üzerine çalışma durduruldu.
Bilindiği üzere, klinik araştırmalarda ara analiz (Interim Analysis), araştırmaya dahil edilmesi planlanan tüm kişilere yönelik veri toplama işlemi tamamlanmadan önce verilerin bilimsel analizinin yapılması işlemidir. Genellikle, çalışmanın başlangıcında belirlenen hedef sayıya ulaşıncaya kadar, sürekli ve kademeli bir şekilde çalışmaya katılımcılar dahil edilir. Klinik çalışmaya konu olan tedavinin, net bir şekilde yararlı (veya net bir şekilde zararlı veya yararsız) olduğu kanıtlanabiliyorsa, araştırmacılar çalışma sırasında elde edilen verilerden oluşan belirli bir analizine dayanarak, daha fazla kanıt gerekmediği kanısıyla, çalışmayı belirlenenden daha erken bir tarihte sonlandırabilirler.
Şirket, EPIC Studies grubunda üç klinik çalışma yürütüyor. Bunlar:
-EPIC-HR çalışması. Söz konusu çalışma, Kovid-19’a yakalanma riski yüksek olan kişilere yönelik ilacın etkisinin araştırılmasını amaçlar. Sonuçları daha önce şirket tarafından açıklandı.
-EPIC-SR çalışması. Kovid-19 enfeksiyonuna karşı standart risk taşıyan kişilerde ilacın etkisi incelenir. Paxlovid’e yönelik bu çalışma hala devam ediyor. EPIC-SR, Kovid-19 enfeksiyonu olduğu doğrulanan ve standart risk altında olan hastalarda etkinlik ve güvenliğin (Yani, hastaneye yatış veya ölüm riskinin azalma sağlaması) değerlendirilmesini sağlar. Yürütülen çalışma, aşı almış ve ciddi hastalık için risk faktörleri olan birkaç hastayı da içeriyor.
-EPIC-PEP çalışması. Enfeksiyon sonrası koruma (Post Exposure Prophylaxis) açısından ilacın etkisi incelenir. Paxlovid ilacının EPIC-PEP çalışması hala devam etmektedir. Çalışma ailedeki bir kişinin enfekte olması durumunda yetişkinlere Kovid-19’a karşı koruma sağlamada etkinlik ve güvenliği değerlendirmeyi amaçlar.
Aslında, bu iki ilaç ortaya çıkmadan önce Remdesivir ilacı mevcuttu. Remdesivir şu anda FDA tarafından Kovid- 9 tedavisi için onaylanan tek ilaçtı ancak sadece hastanede yatan hastalarda kullanımına yönelikti. İlacın evde ağız yoluyla kullanımı mümkün olmamakla birlikte enjeksiyon yoluyla damardan uygulanması gerekir. İlaç aynı zamanda sadece 12 yaş ve üzerine uygulanır. Kovid-19 salgınının başlamasından bu yana kullanımına yönelik klinik sonuçlarının özeti, ilacın tüm hastalarda çok etkili bir şekilde çalışmadığını gösterdi. Çalışmalar, ilacın çeşitli yan etkilerine ek olarak, ölüm oranını azaltma açısından gerçek durumu hakkında karışık sonuçlar verdi. Bununla birlikte Kovid-19 enfeksiyonunun erken aşamalarında verilmesi durumunda, hastaların daha hızlı bir şekilde iyileşmesine yardımcı oluyor gibi görünüyor. Kovid-19 vakalarının tedavisinde, bir steroid olan Deksametazon, monoklonal antikor ve başka hastalıkların tedavisi için onaylanmış olan farklı tedavilerde uygulanıyor.
Antiviral ilaçlar nasıl çalışıyor?
Hastalığa neden patojenlerin birçok çeşidi vardır. Mikroplar, virüsler, bakteriler, mantarlar ve parazitler bunlardandır. Her birinin yenilmesi için özel ilaçlar bulunur. Virüslere karşı antiviral ilaçlar, bakterilere yönelik antibiyotikler, mantara karşı antifungal ilaçlar ve parazitlere karşı antiparaziter ilaçlar bulunmaktadır. Antivirallerin de çeşitleri vardır, bunlar virüsün türüne ve virüsün çoğalmasını durdurmak üzere çalışan mekanizmalarına göre çalışma yöntemleri açısından farklılık gösterir. Virüsü yok eden ilaçlara ise Viricide adı verilir. Ancak bu ilaçların insanlarda kullanılacak türleri mevcut değildir.
Bakterilere karşı kullanılan antibiyotiklere kıyasla, antiviral ilaçların üretmedeki zorluk, virüsün çoğalmak üzere hücre bileşenlerini kullanmak için canlı hücreye girmesinden kaynaklanır. Yani, virüslerin girdiği vücut hücrelerine zarar vermeden virüsün çoğalmasını önlemek için seçici bir şekilde çalışan bir ilacın üretilmesi zor bir çalışmadır.
Ancak bilim insanları bu zorluğun üstesinden gelerek ilaç geliştirmeyi başardılar. Söz konusu ilaçların, belirli türdeki viral hastalıkların tedavisinde kullanılabilirliğini, etkinliklerini ve güvenilirliklerini kanıtlandılar. Ancak hala, hastalıklara neden olan her türlü virüsün üstesinden gelebilmek konusunda önümüzde uzun bir yol vardır.
Antiviral ilaçların, virüslerin çoğalmalarını bozmada başarılı olması, virüsün canlı hücre içerisinde üreme adımlarının nasıl sıralandığının yani virüsün yaşam döngüsünün anlaşılmasına dayanır. Bu adımın başarılmasının ardından virüsün çoğalması süreçlerinden birinin tamamlanmasını engelleyen bir ilaç tasarlanır. Daha açık bir ifade ile, virüsün üreme süreci üzerinde bir önemli bir rol oynayan viral proteinin türü tamamlanmasının ardından, proteinin çalışmasını bozabilecek bir madde üretilir. Bu antiviral maddenin etkinliğini kanıtlanması halinde, ilacın tedavide kullanılmak üzere ticari miktarlarda üretilmesi için bilimsel süreç başlar.
Şarku’l Avsat’ın Sağlık Eki’nde daha önce yayınlanan bir çalışmada, British Society for Immunology Derneği özet olarak, viral replikasyon sürecinin başarı olması için 6 temel aşama olduğunu söylüyor. Bu aşamalar şu şekilde sıralanıyor:
-Bağlanma: Virüsün yüzey proteinleri, konak hücrenin yüzeyindeki belli reseptörlerle etkileşime girmesi.
-Hücreye sızma: Virüs yüzeyinin hücre zarlarıyla birleşmesi ve hücre duvarına nüfuz etme süreci başlaması.
-Hücre zarından kurtulma: Virüsün hücreye tamamen girmesinin ardından, virüs kendi zar bileşenlerinden ayrılması ve bunun sonucunda da çoğalması.
-Kopyalanma: Konakçı hücreye giren viral genomun kopyalanma ve çoğalma süreci başlaması.
-Birleşme: Virüsün bileşenleri tam bir gövdede birleşir.
-Salınım: Kopyalanma sonucu oluşan yeni virüsler hücre dışına salınır ve vücuttaki diğer hücrelere aktarılır.
Virüsün insan hücrelerine girmesini engelleyen ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar ya virüsün hücreye bağlanmasını veya hücreye sızmasını engeller ya da virüsün kendi zarından kurtulmasına engel olur. Yani bu ilaçlar bir, iki veya üçüncü aşamasında müdahale eden ilaçlardır. Bunun yanı sıra, virüsün hücre içinde kopyalanma ve çoğalma aşamalarından birini yani dört, beş veya altıncı aşamalardan birini engelleyen ilaçlar da bulunur.