Mısır, nehir, göç ve işsizlik krizlerinin uluslararası gündeme dahil edilmesi çağrısında bulundu

Alman haber ajansı DPA’nın haberine göre, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, teröre karşı ciddi ve kararlı bir şekilde mücadele verilmesi, kaynaklarının kurutulması ve tüm insanlık üzerinde oluşturduğu tehlikelere karşı koruma sağlanması için tüm uluslararası çabaların birleştirilmesinin önemini vurguladı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın resmi Facebook sayfasından yapılan açıklamaya göre, Dışişleri Bakanı Şukri, dün (Cumartesi) Manama Diyalog Forumu’nun “Değişen Çerçevede Bölgesel Güvenlik ve Çok Taraflılık” başlığı altında düzenlenen oturumuna katılımı sırasında yaptığı konuşmada, bugünün dünyasının, toplumları parçalamak ve ulus devlet kavramlarını yıkmaya çalışan, çok yönlü ve çok kollu sınır ötesi terörizmle bağlantılı tehlikelerin artmasıyla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Ahmed Hafız, Şukri’nin konuşmasında, iklim değişikliği sorunu da dahil olmak üzere, geçmişte yaşanılan zorluklarından tamamen farklı olan en belirgin güncel zorluklara değindiğini açıkladı. İklim değişikliğinin somut bir gerçeklik haline geldiğini, sonuçlarının ekonomik kalkınma ve gıda güvenliği için bir tehdit oluşturduğunu, kıt kaynaklarla bağlantılı olarak uluslararası barış ve güvenlik için tehdit oluşturabilecek bir çatışma kaynağı halinde geldiğini belirtti.

Şukri, küresel sağlık durumu ile ilgili olarak insanlığın üzerine akıl almaz yükler bırakan koronavirüs (Kovid-19) krizine de değindi. Bakan bu zorlukların, yasadışı göç, siber ve dijital güvenlik, yapay zekâ zorlukları, genetik modifikasyonlar ve uzay güvenliği vb konulardaki zorlukların yanı sıra geldiğini belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanı, çok taraflı uluslararası ve bölgesel çerçevelerin geliştirilmesi ve güncellenmesine yönelik acil ihtiyacın, uluslararası düzeyde kabul edildiğini doğruladı. Aynı şekilde, nehirler gibi sınırlı doğal kaynaklar üzerindeki çatışmalar, göç ve işsizlik sorunları gibi ortaya çıkan diğer zorluklarla mücadele edilmesi ile ilgili olarak, bunların uluslararası gündemde yeni öncelikler ve konular olarak belirlenmesi gerektiği kabul edildi.

Şukri çok taraflı sisteme, insan hakları konularının seçici bir şekilde ele alınmaması veya siyasi hedeflere ulaşmak için bir araç olarak kullanılmaması çağrısında bulundu. Ayrıca tüm dünya halklarının, uluslararası anlaşmalar ile güvence altına alınan haklarından yararlanmaları için kapsamlı bir konsept içinde, nesnellik ve tarafsızlığa dayalı bir yaklaşımla, insan haklarının sağlanması ve korunmasına yönelik çalışmalara bağlı kalınması ve saygı duyulmasını istedi.

Şukri konuşmasının sonunda, yukarıda belirtilen zorluklar karşısında çok taraflı eylemin başarısının veya başarısızlığının dünyanın tüm bölgelerinde bölgesel güvenlik üzerinde doğrudan bir etkisi olacağını belirtti. Bununla birlikte, adalet ve iş birliği değerlerini korunmasının, uluslararası toplum üyelerinin, bireysel ve topluluk olarak siyasi iradesine bağlı olduğunu belirtti.

Şarkul Avsat