BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg (BM internet sitesi)

ABD: İran Yemen’de Husilere ölümcül desteğini kesmeli

Washington, İran’a Husi milislere “ölümcül desteğini durdurma” çağrısında bulundu

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Yemen’de uluslararası desteğe sahip olan ve ülkedeki savaşı sona erdirmek için ‘kapsamlı yönetim düzenlemeleri’ yoluyla ‘kademeli bir ilerleme’ sağlanmasına izin veren siyasi bir süreç başlatmak için ilk taslağını sundu. Grundberg, Marib’e yönelik hamlenin, siviller için ‘ciddi sonuçlar’ doğuran ‘şehir savaşına’ yol açabileceği konusunda uyarıda bulunurken, ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield ise İran’ı ‘barış umutlarını baltalayan Husilere ölümcül desteğini kesmeye’ çağırdı.

Grundberg, Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) verdiği bir brifing sırasında Yemen’de devam eden askeri tırmanışla ilgili derin endişelerini dile getirirken, son günlerde ‘çatışmanın önemli ölçüde tırmanmasının’ savaşta yeni, daha fazla parçalanmış ve kanlı bir sayfa açabileceği konusunda uyardı. Çatışmanın tüm tarafları barış arzularını ifade etmiş olmalarına rağmen, odak noktasının ‘askeri seçenekler’ olarak kalmaya devam ettiğini söyleyen Grundberg, “Şu anda acilen kısıtlamaya, gerginliği düşürmeye ve diyaloğun başlamasına ihtiyaç var” dedi.

Hans Grundberg, Yemen hükümetine bağlı ortak kuvvetlerin geçen Kasım ayında Hudeyde’deki mevzilerinin büyük bir bölümünü tahliye ettiğini belirtti. Husilerin, bu alanları kontrol ettiğini belirten Grundberg, “Bu da vilayetteki ön saflarda büyük bir değişime yol açtı” dedi. BM Temsilcisi, “Marib eksenli savaş devam etti ve çatışmalar şiddetlendi” diyerek, Husilerin, şehri ve şehirdeki petrol sahalarını kontrol etmeye çalıştığını vurguladı. Marib’de siviller için korkunç sonuçları olacak bir şehir savaşı olasılığı konusunda endişesini dile getiren Grundberg, gerginliği azaltmak ve sivilleri korumak amacıyla acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.

BM Özel Temsilcisi, topçu, füze ve hava saldırılarının artmasının ‘sivillerin hayatlarını, altyapıyı ve hizmetleri tehlikeye attığını’ söylerken, Suudi Arabistan’a yönelik sivil ve ticari altyapıyı hedef alan saldırılarla ilgili endişelerini de dile getirdi.

Grundberg, Husilerin Kızıldeniz kıyı kesiminde yerel güvenlik güçlerine mensup 10 kişiye karşı gerçekleştirdiği ‘infazı’ kınarken, bu durumu da ‘uluslararası hukukun rahatsız edici bir şekilde göz ardı edilmesinin bir başka örneği’ olarak nitelendirdi.

Ülkedeki kötü ekonomik duruma da değinen Hans Grundberg, Yemen riyalinin yabancı para birimleri karşısında ‘benzeri görülmemiş bir düzeye’ düşmesinin ardından Aden’de, Taiz’de ve her yerde güçlü bir umutsuzluk durumunun görüldüğünü ifade etti. BM Temsilcisi, “Bu durum, vatandaşların satın alma gücünün tükenmesine neden oldu” diyerek, ekonomik tırmanışı azaltmak, geçim kaynaklarını iyileştirmek, mal maliyetlerini azaltmak ve para birimini korumak için daha geniş reformlar yapmanın acil bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Grundberg, görev süresinin ilk üç ayını Yemenlilerle ‘mevcut tırmanış yolunun nasıl tersine çevrilebileceği ve siyasi bir sürecin nasıl başlatılacağı’ olduğu konusunda iletişim kurmaya adadığını kaydetti. Yetkili ayrıca, ‘çatışmanın karmaşıklığına ve ciddiyetine odaklanmak’ amacıyla Yemen ve bölge içinde birkaç toplantının düzenleneceğini söyledi. Grundberg ayrıca, geçmiş yıllardaki çabaların, çatışma taraflarının şartları nedeniyle bir anlaşma ortaya koyamadığına dikkati çekti.

“Tarafların şartları, ancak daha kapsayıcı görüşmeler yoluyla ele alınabilecek siyasi meselelerde birbirine bağlıdır. Tarafların beş yıldan fazla bir süredir daha geniş bir konu yelpazesini görüşmek üzere bir araya gelmedikleri göz önüne alındığında, yenilenmiş bir siyasi süreç yaratmak karmaşık bir iştir” dedi. Ayrıca 2016 yılında Kuveyt’te yapılan görüşmelerden bu yana çatışmanın azalmadan devam etmesiyle iki taraf arasındaki uçurumun açıldığına dikkati çekti.

Hans Grundberg, “İleriye dönük olarak, bazı ortak anlayışlara ulaşılması gerekiyor” diyerek, “Barışa ciddi bir şekilde bağlılık, en azından temsilciye koşulsuz ve düzenli erişim hakkı verilmesini gerektiriyor” şeklinde konuştu ve tüm temas hatlarının açık tutulması çağrısı yaptı.

Grundberg, kapsamlı bir yaklaşımın gerekli olduğuna inandığını söylerken, Yemenlerin sahip olduğu ve uluslararası düzeyde desteklenen kapsayıcı bir siyasi süreç aracılığıyla, ileriye dönük yol hakkında birtakım sonuçlara ulaştığına dikkati çekti. BM Temsilcisi, “Süreç, şiddetin tırmanmasını azaltmak, daha fazla ekonomik bozulmayı önlemek ve çatışmanın siviller üzerindeki etkisini azaltmak için kısa vadeli çözümleri desteklemelidir. Aynı şekilde savaşı sürdürülebilir bir şekilde sonlandıran, kapsayıcı yönetim düzenlemeleri oluşturan, Yemenliler için sivil ve siyasi hakların yanı sıra sosyal, ekonomik ve kültürel hakları garanti altına alan siyasi bir çözümün unsurları belirlenmeli ve bunlar etrafında fikir birliği oluşturulmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

“Süreç, Yemenlileri ilgilendiren çeşitli gündem maddelerinde paralel bir ilerleme sağlanabilecek şekilde tasarlanmalıdır” diyen Grundberg, ‘kademeli ilerlemeye izin verecek kapsamlı bir süreç başlatma’ arzusunu dile getirdi.

Öte yandan ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, son aylarda Husi önlemlerinin barışı baltaladığını açıkladı. Sana’daki ABD büyükelçiliğe bağlı yerel çalışanların hala milisler tarafından alıkoyulduğunu söyleyen Greenfield, “Husiler, tüm mevcut ve eski Yemenli çalışanları zarar görmeden serbest bırakmalıdır. Alanı derhal boşaltmalı, el konulan tüm mülkleri iade etmeli ve vatandaşlara yönelik tehditlerini durdurmalılar” ifadelerini kullandı.

Greenfield, ayrıca Husileri ‘Marib vilayetindeki saldırılarını durdurmaları için’ BMGK ve uluslararası toplumdan gelen çağrıları görmezden gelmekle suçlarken, ‘geçen hafta Riyad’a ateşlenen üç balistik füze de dahil olmak üzere son aylarda Suudi Arabistan’a yönelik sınır ötesi Husi saldırılarının yoğunlaşmasını’ da kınadı. ABD’li yetkili, “Husiler, bu yıl bu şekilde 350’den fazla saldırı gerçekleştirdi. Bu, şaşırtıcı bir sayıdır ve geçen yılın toplamına göre şok edici bir artışı göstermektedir” dedi.

ABD Temsilcisi, İran’a da ‘Husilere verdiği ölümcül desteği kesmesi ve yıkıcı saldırılar başlatmalarına olanak tanımaması’ çağrısında bulundu. Husi saldırılarının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Greenfield, “Bu, Husilerin barışçıl bir siyasi sürece veya hukukun üstünlüğünü savunan gelecekteki bir hükümete katılma konusundaki isteksizliği hakkında endişe verici ve açık bir mesaj veriyor” dedi. Linda Thomas Greenfield, Safer tankerinden kaynaklanan durumdan da Husileri sorumlu tutarken, bu durumun ‘büyük oranlarda çevresel, insani ve ekonomik bir tehdit’ oluşturduğunu yineledi.