Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan'ı dün Kahire'de ağırladı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve Mısır’dan ülkelerin iç işlerine müdahale girişimlerine karşı ortak duruş

Arap Körfezi’ndeki seyrüsefer güvenliğini baltalamaya yönelik girişimleri kınandı.

Mısır ve Suudi Arabistan dün, bölge ülkelerini, halklarının güvenliğini ve istikrarını destekleme yönündeki çabaların koordinasyonunu sürdürmek konusunda anlaştılar. Ortak Arap eylemi ve Filistin davasının önemini vurgulayan Kahire ve Riyad, Arap Körfezi’ndeki seyrüsefer güvenliğini baltalama girişimlerini de kınadı. Arap ülkelerinin iç işlerine müdahale girişimlerine karşı da ortak tepki gösterildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan yaptıkları açıklamalarda iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik, güvenlik ve kültürel alanlardaki iş birliğine övgüde bulundular.

Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, Suudi Dışişleri Bakanı’nı dün Kahire’deki Dışişleri Bakanlığı’nda ağırladı. Önemli bölgesel ve uluslararası meselelere, iki ülkenin bölgedeki güvenlik ve istikrarı tehdit eden hususlara ilişkin tutumları hakkında görüş alışverişinde bulunan iki bakan, iki kardeş ülke arasındaki güçlü stratejik ilişkiler çerçevesinde işbirliği çerçevelerini güçlendirmeye devam etmenin yollarını görüştüler.

Mısır ve Suudi Arabistan arasında çeşitli alanlardaki iş birliğinin derinliğine dikkat çeken Şukri ve Suudi mevkidaşı, ortak basın toplantısında yaptıkları açıklamada iki ülkenin istişare arzusunun, devam eden koordinasyonun kanıtı olduğuna dikkat çektiler. Resmi ve halk düzeyinde iki ülke arasındaki seçkin ilişkilerin altını çizen Şukri açıklamasında “Söz konusu görüşmelerde karşı karşıya olduğumuz tüm zorluklar konusunda iki taraf arasındaki ortak vizyon, derin ve olumlu ilişkiler üzerine duruldu” ifadelerini kullandı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, görüşmelerin Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki tarihi bağların ve kardeşlik ilişkilerinin somut bir göstergesi olduğu belirtildi. İki ülkenin tüm alanlarda ikili iş birliği umutlarını artırma konusundaki arzusuna vurguda bulunan Mısır Dışişleri Bakanlığı, bu yönde Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in direktiflerine riayet edildiğine, Haziran 2007’de Kahire’de iki ülke arasında imzalandığı üzere ‘Takip ve Siyasi İstişare Komitesi’nin kurulmasına ilişkin anlaşma hükümlerinin uygulandığına dikkat çekti.

Söz konusu Takip ve Siyasi İstişare Komitesi, Mısır ve Suudi Dışişleri Bakanları başkanlığında dün Kahire’de bir araya geldi. Her iki taraftan da dışişleri bakan yardımcılarının katıldığı üst düzey yetkililer ile de bir dizi toplantı gerçekleştirildi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“İki ülke arasında her düzeydeki seçkin ilişkileri gözden geçiren taraflar, güvenliği ve istikrarı artıracak ve halklarının çıkarlarını destekleyecek şekilde siyasi, ekonomik, güvenlik ve kültürel açıdan iki taraf arasında sağlanan işbirliği ve koordinasyona övgüde bulundular.”

Komitenin nihai açıklaması da şöyle oldu:

“İstişareler; iki kardeş ülkenin bölge ve dünyanın şahit olduğu birçok soruna ve krize ilişkin görüş ve vizyonlarının, iki ülkeyi birbirine bağlayan stratejik ilişkilerin derinliğini ve bölge istikrarını sağlama yönündeki ciddi siyasi iradelerini vurgular şekilde uzlaştığını göstermiştir.”

Mısır ve Suudi tarafı, Ortak Arap Eylemi’nin önemine, aynı zamanda Arap Birliği’nin ortak söz konusu eylem mekanizmalarını destekleme ve bölge krizlerini ilgili uluslararası kararlara ve uluslararası hukuk ilkelerine uygun şekilde çözmedeki rolüne dikkat çektiler. Filistin meselesinin Arap ulusunun temel önceliklerinden olduğuna dikkat çeken taraflar, bu yönde adil ve kapsamlı çözümün Arap Barış Girişimi ve ilgili uluslararası meşruiyet kararları doğrultusunda, başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasından geçtiğini vurguladılar.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın aktardığına göre Arap güvenliğinin bölünmez bir bütün olduğunun altını çizen iki taraf, Arap ulusal güvenliğini koruma yönünde ortak Arap eylemi ve Arap dayanışmasının önemini vurguladılar. Ayrıca Mısır ve Suudi Arabistan’ın bölge güvenliği ve istikrarını destekle yönünde yürüttüğü çabalar kapsamında tüm Arap ülkelerine sorumluluk düştüğünü kaydettiler.

Siyasi istişare mekanizması başlatma yönünde Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri dışişleri bakanları arasında aralık ayında yürütülen son toplantıya övgüde bulunan iki ülke, “Bu toplantı, Mısır-Körfez ilişkileri için kurumsal bir çerçeve oluşturmaya yönelik önemli, pratik bir adımdır” açıklamasında bulundu.

Ortak açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı:

“Bölgesel tarafların Arap ülkeleri iç işlerine müdahale etme, istikrarlarını tehdit etme ve halklarının çıkarlarını engelleme girişimlerini reddediyoruz. Bu girişimler gerek etnik ve mezhepsel kışkırtma, gerek terör ve terörist gruplar aracılığıyla, gerek ise devletlerin egemenliğine ya da iyi komşuluğa saygı göstermeme yoluyla gerçekleştiriliyor.”

Bölgedeki terör örgütleriyle mücadeleye devam etme konusunda anlaşan iki taraf görüşmelerde bu konuda yaptıkları çalışmaları da değerlendirdi. Mısır tarafı, ulusal güvenliğini koruma yönünde aldığı tüm önlemlerde Suudi Arabistan ile dayanışma içinde olduğunu vurguladı. Suudi Arabistan Krallığı ve Körfez bölgesi güvenliğinin Mısır ulusal güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çeken Mısır tarafı, “Krallık topraklarına yönelik her türden saldırıya karşıyız” vurgusunda bulundu.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Arap Körfezi, Babu’l Mendeb Boğazı ve Kızıldeniz’deki seyrüsefer güvenliğini baltalamaya yönelik girişimleri kınayan iki taraf, bu önemli deniz güzergahlarının seyir özgürlüğünün sağlanmasının önemini, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrar için bir tehdit oluşturan benzer girişimlerle mücadele ihtiyacını vurguladılar.”

Libya’nın istikrarını, birliğini ve toprak bütünlüğünü koruma gereğine de dikkat çeken taraflar seçimlerin planlandığı gibi yıl sonu öncesinde düzenlenmesi gerektiğini bildirdiler. Aynı zamanda yabancı güçlerin, paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların belirli bir süre içerisinde Libya’dan ayrılmaları gerektiğinin de altını çizdiler.

Arap su güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olarak Mısır su güvenliğine tam desteğini teyit eden Suudi tarafı, Güvenlik Konseyi tarafından eylül ayında yayınlanan açıklama doğrultusunda Nahda Barajı’nın dolum ve işletimine ilişkin bağlayıcı yasal bir anlaşmaya varılması gerektiğini hatırlattı.

Ekonomik iş birliğini geliştirmenin yollarını görüşen iki ülke, aralarındaki ticaret ve yatırıma engel olan hususların kaldırılması gerektiği yönünde anlaşmaya vardı. Her alanda iş birliğinin geliştirilmesinden duydukları memnuniyeti dile getiren taraflar, iki kardeş ülkenin uzmanları arasında ikili koordinasyonun sürdürülmesinin önemine işaret etti.

Suudi ve Mısır tarafları, iki ülkenin güvenlik ve istikrar yönünde kilit konumları ve sorumlulukları dolayısıyla bölgede karşılaşılan zorluklarla mücadelede sürekli koordinasyon ve siyasi istişarenin de önemini vurguladı.

Bakan Şukri, düzenlenen basın toplantısındaki açıklamalarını şöyle sonlandırdı:

“Mısır ve Suudi taraflarının istişarelerin düzenli olması yönündeki istekleri, aralarındaki ilişkilerin gücünün ve ortak zorluklarla mücadelede aramızdaki yakın koordinasyonun bir kanıtıdır. Mısır ve Suudi Arabistan arasında halk ve resmi düzeydeki seçkin ilişkiler ile gurur duyuyoruz. İki ülkenin liderlikleri bu ilişkileri ilerletmek için çalışıyor. İki taraf Takip ve Siyasi İstişare Komitesi toplantısında derin ve olumlu yönde ilerleyen ilişkilere ek olarak ulusal güvenlikle ilgili acil ve önemli konularda karşı karşıya kaldığımız tüm zorluklara ilişkin ortak vizyonlarını teyit etti. Terörle mücadele konuları, Libya, Sudan, Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen’deki gelişmeler, İran nükleer dosyası ve bu yönde Viyana’da devam eden görüşmeler ele alındı. Ayrıca Suudi Dışişleri Bakanı’nı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Müdürü’nün Mısır ziyareti hakkında bilgilendirdim.”