Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz: ‘Filistin davası Arapların ve Müslümanların temel meselesi olmaya devam ediyor’

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz dün video konferans aracılığıyla katıldığı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın da yer aldığı Şura Meclisi toplantısında ülkenin iç ve dış politikasının yanı sıra önemli bölgesel ve uluslararası meselelerdeki duruşuna ilişkin yıllık konuşmasını yaptı.

Suudi Arabistan Kralı konuşmasında şu sözlerle başladı:

“Allah’a şükrediyoruz ki bu ülkeyi kuruluşundan bu yana ‘İşlerini aralarında danışarak yaparlar’ ayet-i celilesine binaen şura ilkesiyle çalışmaya yönlendirdi. Şura Konseyi’nin büyük çalışmaları tarafımızca oldukça takdir edilmektedir. Allahu Teala’nın bizi Haremeyn-i Şerifeyn ve Rahman’ın misafirlerine hizmet etmekle şereflendirmesinden gurur duyuyoruz.”

Kral Selman, Filistin davasının geçmişten günümüze Arapların ve Müslümanların temel meselesi olduğunu belirttiği konuşmasında bunun bugün de aynı şekilde devam ettiğini vurguladı. Suudi Arabistan’ın kardeş Filistinli halkını, meşru haklarını yeniden elde etme konusunda destek vermekte tereddüt etmediğinin, ayrıca bunu Riyad’ın dış politikasının başında olduğunun altını çizdi. Kral Selman, Suudi Arabistan’ın Filistin topraklarının herhangi bir şekilde işgal edilmesine karşı olduğunu ve başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarında bağımsız bir devlet kurulması konusunda Filistin halkının yanında durduğunu kaydetti.

Kral Selman bin Abdulaziz, İran’ın komşu bir ülke olduğunu, dolayısıyla politikalarını ve bölgede sergilediği olumsuz davranışları değiştirerek diyalog ile iş birliğine doğru yol almasını umduğunu söyledi. Bölgede güven ve istikrarı sarsan İran rejiminin politikalarını büyük bir endişeyle takip etiklerini vurgulayan Suudi Arabistan Kralı, İran rejiminin mezhepsel silahlı militan gruplar oluşturup desteklediğine ve bölge ülkelerinde askeri gücünü sistematik olarak yaydığına dikkat çekti.

Tahran yönetiminin nükleer program ve balistik füzeler geliştirme çalışmalarında uluslararası toplumla iş birliğine yanaşmadığını ifade eden Kral Selman, İran’ın Yemen’de hükümete karşı savaşan Husileri destekleyerek ülkedeki savaşı uzattığı gibi Suudi Arabistan’ı da tehdit ettiğini vurguladı.

Kral Selman konuşmasın devamında “İran rejiminin Yemen’deki savaşı uzatan, bölgedeki insani krizi alevlendiren, Riyad’ın ve bölgenin güvenliğini tehdit eden terörist Husi milislerine verdiği desteğin takipçisiyiz” ifadesini kullandı. Suudi Arabistan’ın Yemen’in güvenliğine ve istikrarına önem verdiğini ve Yemen halkının insani acılarını hafifletmek için çalıştığının altını çizen Kral Selman, Yemen’de güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak ve Riyad ile bölgeye yönelik tehdidi savuşturmak için tüm tarafları siyasi çözümleri kabul etmeye zorlamak için çaba sarf edildiğini söyledi. Ayrıca Riyad’ın Yemen’deki çatışmayı sona erdirme girişimine dikkat çekerek uluslararası çabalara verilen desteği dile getirdi.

Kral Selman, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 stratejisinin ikinci aşamasının başlamasının başarısına hız verdiğini vurguladığı açıklamasında küresel değişimler karşısında sağlam ve çeşitlendirilmiş bir ekonomi yaratarak ülkenin refahı ve halkının geleceğini güvence altına almak için reformlara devam ettiklerini vurguladı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın en son 11 Ekim’de başlattığı Ulusal Yatırım Stratejisine işaret ederek bunun Vizyon 2030’un hedeflerine ulaşmak için önemli bir aşama oluşturduğunu kaydetti. Bu sayede 2030 yılına kadar yerel ekonomiye 12 trilyon riyali aşan yatırımlar yapılacağını vurguladı.

Kral Selman’ın Şura Meclisi yıllık toplantısında yaptığı konuşmanın metni şöyle oldu:

“Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam, elçisi ve peygamberi ve ashabının üzerine olsun. Kardeşlerim, Şura Meclisi Üyeleri;

Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Şura Meclisi’nin 8’inci oturumunun ikinci yılını başlatmaktan mutluluk duyuyoruz. Cenab-ı Hakk’ın vatanımızın ve milletimizin bize duyduğu güvenin gereğini yerine getirmemize yardım etmesini ve aziz vatanımıza hizmette başarı bahşetmesini niyaz ederiz.

Allahu Teala, merhum Kral Abdulaziz el-Suud’un, Suudi Arabistan Krallığı’nı kurmasından bu yana ‘İşlerini aralarında danışarak yaparlar” ayet-i celilesine uygun şura ilkesiyle çalışmayı lütfetti. Bugün de yönetimde şura yaklaşımının devam ettiriyoruz. Bu meclisin çatısı altında tartıştığınız konular, her vatandaşın takdirini kazanıyor. Allah sizleri bu yolda muvaffak kılsın.

Kardeşlerim;

Evlatlarımızın geleceğinin güvence altına alındığı müreffeh bir ülke hedefiyle eğitim, sağlık, barınma ve altyapı gibi hizmetlerin düzeyini yükseltmek ve geniş iş olanakları yaratmak, Suudi Arabistan’ın bölgesel ve küresel olarak uygun konumunu güçlendirmek için küresel değişimler karşısında sağlamlık ve dayanıklılıktan faydalanmak amacıyla ekonomiyi çeşitlendirmeye yönelik entegre bir program sisteminden yararlanarak Vizyon 2030 başlatılmıştı.

Ülkemizde uygun olan bu düzeye ulaşmak için hükümet, devletin idari aygıtını tüm devlet kurumlarını, hizmetlerini ve politikalarını içerecek şekilde geliştirmeye çalışmıştır. Ulusal ekonominin rekabet yeteneklerinin yükseltilmesine, hizmetlerin kalitesinin iyileştirilmesine ve verimliliğinin artırılmasına katkıda bulunmak, performansta mükemmelliği ve ülkede faaliyet gösteren ajansların etkinlik düzeyini değerlendirmenin temelidir.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından 11 Ekim’de başlatılan Ulusal Yatırım Stratejisi, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 hedeflerine ulaşmanın önemli aşamalarından biridir. Bu sayede 2030 yılına kadar yerel ekonomiye 12 trilyon riyali aşan yatırımlar pompalanacak. Girişim ve projeler ortak bir programa tabidir. Yerel ve kurumsal yatırımlar, Ulusal Yatırım Stratejisi çatısı altında yer almaktadır. Ulusal ekonomi ayrıca devletin genel bütçesinden yaklaşık 10 trilyon daha fazla hükümet harcamasına sahne olacak. Bunun yanı sıra 5 trilyon Suudi riyalinden fazla tüketim harcaması yapılması bekleniyor. Kamu Yatırım Fonu, yönetimine göre 2030 yılına kadar 3 trilyon riyal ile yerel ekonomiye yatırımları hedefleyen stratejik planını da açıkladı. Fondan hedeflenen getirileri elde etmek ve ekonomiye destek sağlamak, küçük ve büyük özel sektör işletmelerine fırsat yaratmak açısından önemli yatırımlardır. Vatandaşlar için daha fazla iş imkanı yaratarak 2030 yılına kadar yapılacak toplam harcama 27 trilyon riyale yaklaşıyor.

Finansal sürdürülebilirlik politikaları yerel ekonominin kademeli olarak toparlanmasına olumlu yansıdı. Suudi Arabistan’daki yeni yatırımlar da 2022’de devletin genel bütçesinde mali fazlalar elde etme beklentileriyle, 2021 yılının üçüncü çeyreğinin sonuna kadar faaliyetlerin performansında belirgin olan istikrarlı büyümelerini sürdürdü. Kamu borcu göstergelerindeki düşüş, 2021’deki yüzde 29,2’lik orana kıyasla GSYİH’nın yüzde 25,9’una düştü. 2018 yılından bu yana uygulanan özelleştirme programları ise hizmet kalitesini artıracak ve hızlandıracak, yatırım fırsatları yaratacak ve Suudi Arabistan ekonomisinin sürdürülebilirliğini ve rekabet gücünü artıracaktır.

Ey kardeşlerim,

Suudi Arabistan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesi ve tüm G20 ülkeleri ile karşılaştırıldığında, birçok güvenlik göstergesinde dünyada birinci sırada yer aldı. Küresel Siber Güvenlik Endeksi’nde de küresel olarak ikinci sırada konumlandı.

Ayrıca hükümetin koronavirüs (Kovid-19) salgınına müdahalesi ve girişimcilerin Kovid-19 salgınına tepkisi başlıklarında uluslararası göstergelerde dünya birinciliği elde etti. Uluslararası Para Fonu’nun 4’üncü madde istişareleri raporunda belirtilenlere göre Suudi Arabistan hükümetinin çabaları, Kovid-19 salgınının neden olduğu enfekte ve ölüm vakalarının azaltılmasına da katkıda bulundu. Bu, Allah’ın lütfu, ardından Suudi Arabistan’ın salgınla mücadelesindeki hızlı ve kesin yanıt ve aşıların hızlı talebi ve bunları vatandaşlara ve ziyaretçilere ücretsiz olarak sağlaması sayesinde gerçekleşti. Bu durum, Suudi Arabistan’ın politikalarında en önemli unsurun insan olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra hükümet tarafından başlatılan girişimlerin etkin rolü ile Kovid-19 salgınının bireyler ve özel sektör üzerindeki finansal ve ekonomik yansımalarını azalttı. Riyad ayrıca 2020’de ‘Gıda Standartları’ endeksinde mükemmelleşerek küresel açıdan birinciliğini korudu. Bu gösterge, küresel gıda güvenliğinin bileşenlerinden biridir. Aynı zamanda kimya, yer bilimleri, çevre, yaşam ve fizik bilimleri araştırmalarında Arap çevrelerindeki birinciliğini de korumuştur.

Suudi ekonomisi bu yıl ve geçen yıl pandemi nedeniyle dünyanın karşılaştığı birçok engelin ve zorluğun üstesinden gelmeyi başardı. Bu, Uluslararası Para Fonu’nun da vurguladığı bir durumdur. Fon, Suudi Arabistan ekonomisindeki toparlanmanın devam ettiğini doğruladı. Bu durum Vizyon 2030 kapsamında uygulanan ekonomik ve yapısal reformların önemli rolünü yansıtıyor.

Kardeşlerim;

Kovid-19 salgını hacı adaylarını, umrecileri ve Medine-i Münevvere ziyaretçilerini kabul etme konusunu da etkiledi. Bu nedenle Suudi Arabistan hükümeti, aşıların etkinliği ve hacıların, umrecilerin ve ziyaretçilerin güvenliği için prosedürlerin yeterliliği konusunda güvence verilmesinin hemen ardından mübarek Ramazan Ayı boyunca Mekke’deki Mescid-i Haram’ın operasyonel kapasitesini artırmak için harekete geçti. 17,5 milyondan fazla vatandaş, bölge sakini ve ziyaretçi, salgınla mücadeleye yönelik resmi uygulamaların sunduğu bu hizmetlerden yararlandı. Haremeyn-i Şerifeyn’de cemaatle namaz kılmak ve Umre ibadetini gerçekleştirmek isteyenlerin güvenlik ve sağlıklarını korumak için tüm ihtiyati sağlık önlemleri uygulandı. Allah’a şükür ki düzenleyici ve önleyici tedbirlerin uygulanması ve ardından hükümetin sağladığı destek, 2020-2021 yıllarındaki Hac mevsiminin başarısında önemli bir rol oynadı.

Suudi Arabistan hükümeti yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde eğitime büyük önem veriyor. Nitekim eğitim konusu Suudi Arabistan başkanlığında 2020’de gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde de önemli bir yer teşkil etti. Eğitim süreci devam ederken Kovid-19 virüsünün yayılmasının neden olduğu engelleri de aşmayı başardı. Aynı anda birden fazla yöntemi kullanmayı asla bırakmayan Riyad hükümeti, uzaktan ve yüz yüze olarak eğitime devam etti. Bu, başta Allahu Teala’nın lütfunun yanı sıra Suudi Arabistan’daki tüm öğrencilere aynı anda büyük veri iletebilen iyi bir dijital altyapıya büyük bir yatırım ve yüksek ilgi olmaksızın gerçekleşemezdi.

Eğitim alanında elde edilen başarılar oldukça fazla ve dikkat çekicidir. Üniversite ve Yüksek Öğrenimi Geliştirme Programı çalışmaları devam ediyor. Bazı üniversitelerimiz küresel göstergelerde ileri konumlar elde etti ve yurt dışında işgücü piyasasına hizmet eden ve Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030’uyla farklı bir şekilde uyumlu olan burs programları yürütülüyor.

Yakın zamanda Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve MİSK Vakfı Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed bin Selman, dünyanın kâr amacı gütmeyen ilk şehri (Irka) ‘Prens Muhammed bin Selman Şehri’ projesinin lansmanını duyurdu. Şehir, yaratıcılık merkezleri ve Misk okullarının yanı sıra akademiler, kolejler, müzeler, konferans merkezleri ve eğitime ev sahipliği yapacak.

Kardeşlerim;

Suudi Arabistan, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesini benimseyerek, ayrıca hükümet performansını ve etkinliğini takip ederek, bizim için temel bir strateji haline gelen bir yaklaşımla yolsuzlukla mücadelede önemli başarılar elde etti. ‘Riyad Girişimi’, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilk özel oturumunda onaylanan, dünya çapındaki yolsuzlukla mücadele kurumları arasında bilgi alışverişinde bulunmak için küresel bir operasyon ağı kurmaya olanak sağlıyor. Bu, Riyad’ın küresel düzeydeki lider rolünü teyit ediyor. G20 ülkeleri 2020 başkanlığı sırasındaki çabaları ve aktif katkılarının, yolsuzlukla mücadele için uluslararası iş birliğini güçlendirme faaliyetlerinin devamını vurguluyor.

Kişisel Statü Sistemi, Hukuk Muameleleri Sistemi, Cezai Yaptırımlar İçin Ceza Sistemi ve Delil Sistemi, adalet kurumlarının işleyişinde dürüstlük ve etkinlik düzeyinin yükseltilmesine, prosedür ve denetim mekanizmalarının güvenilirliğinin artırılmasına katkıda bulunacaktır. Yatırım getirileri ve yatırım performansının artırılması ve stratejik dağılımın sağlanması için bütünleştirici çabalar yaratılarak emeklilik fonunun mali durumu da güçlendirilecektir.

Kardeşlerim, Sevgili Şura Meclisi Üyeleri;

Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu’nun ikinci aşaması 2021 yılı itibariyle başladı. Allah’ın izniyle 2025’e taşınacak bu aşama ile başarı çarkını ilerleterek gerekli ivmenin korunması, reformların sürdürülmesi ve sevgili ülkemizin özlemlerinin ve emellerinin karşılanması hedefleniyor.

Başlıca projeler olan NEOM, The Line ve Amala, yeni sürdürülebilirlik, refah, yenilikçilik ve girişimcilik sistemleriyle ülkemizin gelecek vizyonunun bir teyididir. NEOM’un bir parçası olan The Line’daki yeni kentsel gelişim konsepti, bu istisnai şehirde yaratıcı yönü ve sıkı çalışmayı vurgulamaktadır. Bu rekabetçi bir ortam olacak, 380 bin iş yaratacak ve 2030’a kadar GSYİH’ya 180 milyar riyal katacak. NEOM’un insanlığın yaşama ve çalışma şeklini yeniden tanımlama stratejisine göre, Suudi Arabistan’ın çevreyi korumada en önde gelen ülkelerden biri olma hedeflerimizi yerine getirmesi açısından, NEOM Sanayi Şehri ‘Oxagon’ da gelecekteki üretim merkezleri için yeni bir model sağlayacak. Bu, NEOM ana planında bir başka adım olacak. Kızıldeniz’deki kalitatif projelerden olan ‘Amala’ projesine gelince; bu proje beklendiği gibi yeni bir turizm, sağlık ve tedavi konsepti ile 22 bin iş imkanı sağlayarak Riyad’ın doğal oluşumuna ve coğrafyasına cesur bir yatırım penceresi açıyor.

Riyad, IMD Akıllı Şehirler Endeksi sıralamasında, G20 ülkeleri arasında en akıllı üçüncü başkent oldu. Evlatlarımızın dünya çapındaki çabalarının sonuçlarından memnunuz. En büyük kırk ekonomik şehir arasında yer alan Riyad’ın dünyanın en büyük on ekonomik şehri arasına girmesi ve 15 ila 20 milyon arası bir nüfusa ulaşması hedefleniyor. Dünyanın en büyük sanayi kentinin kurulmasıyla, küresel ve nüfus yatırımlarında önemli bir destinasyon olması bekleniyor. Daha önce açıklanan eğlence projelerine ek olarak bu, Riyad’ı turizm-eğlence ve küresel endüstriyel destinasyon haline getirecek.

Tarihi mirasa gelince; Ekselansları Veliaht Prens tarafından başlatılan ve Suudi Arabistan’ın tarihi camiler geliştirmek, kentsel kimliğini korumak için çalışan ‘Tarihi Cidde’ projesi, Riyad’ın miras ve kültür çalışmaları arasında yer almaktadır. Bu, vatandaşların Suudi şehirlerini geliştirmeye yönelik birçok projenin yönelimi açısından bugün gördüğü şeyle ve Yanbu, Umluc, Vecih ve Duba Kalkınma Otoritesi’nin çabaları ile uyum gösterecek. Veliaht Prens tarafından yakın zamanda başlatılan Asir bölgesinde turizm bölgeleri geliştirme stratejisinin yanı sıra çeşitli yatırımlarla 50 milyar riyal pompalayarak bölge için Allah’ın izniyle benzeri görülmemiş bir rönesans gerçekleştirecek. Asir, yıl boyunca özgünlük ve modernliği birleştiren, bölgedeki sosyal ve ekonomik büyümeye katkıda bulunan ve birçok istihdam fırsatına katkıda bulunan bir turizm merkezi olacak.

Eğlence, ülkeler ve özel sektör için önemli bir ekonomik faaliyet ve gelir kaynağıdır. Ayrıca diğer ekonomik faaliyetlerin önemli bir itici gücü olmasının yanı sıra insani bir ihtiyaç ve sosyal bir gerekliliktir. Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030’u sektörü desteklemek ve güçlendirmek, özel sektörü katkı sağlamaya teşvik etmek için çalıştı. Bu sektöre büyük bir özen gösterdi. 2030 yılına kadar eğlence sektörü ve ilgili kuruluşların katkısının GSYİH’nın yüzde 4,2’sine ulaşması ve 450 bin iş imkanı yaratması bekleniyor.

Kardeşler;

Suudi Arabistan, petrolün küresel ekonominin büyümesini desteklemek için önemli bir unsur olduğuna olan inancı nedeniyle petrol piyasasının istikrarının ve dengesinin, enerji stratejisinin temel taşlarından biri olduğunu teyit etmektedir. Petrol piyasalarını istikrara kavuşturmadaki temel rolü nedeniyle “OPEC Plus” anlaşmasıyla çalışmaya devam etmeye büyük önem veriyor. Ayrıca tüm katılımcı ülkelerin anlaşmaya bağlılığının da önemini vurguluyoruz.

Diğer yandan yaşananlar, Krallığın ileri görüşlülüğünü ve üretim yeteneklerinin sürekli geliştirilmesinde temsil edilen petrol politikasının başarısını ve enerji kaynaklarının güvenliğini korumak için önemli olduğunu kanıtlayan ek üretim kapasitesinin kalıcı olarak korunduğunu kanıtladı.

Veliaht Prens tarafından başlatılan Ulusal Ulaştırma ve Lojistik Stratejisi, ekonomik kalkınma ve reformda ilerlemeyi ve bu önemli sektörü geliştirmek, vizyonun girişimlerinin bir parçası olarak potansiyelini ortaya çıkarmak için çalışmayı vurgulamaktadır. Strateji, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için Suudi ekonomisini çeşitlendirecek, küresel ekonomi ile bağlantıyı pekiştirecek ve sektör maliyetlerinin yüzde 33’üne eşdeğer yerel içerik geliştirecek.

Riyad hükümeti, İnsan Kaynaklarını Geliştirme Fonu’nu kurdu. Fon, vatandaşlara cazip iş imkanları sağlayacak, işsizliğin azaltılmasına katkıda bulunacak, çalışma ortamını geliştirecek ve iyileştirecek ulusal kadroların rehabilitasyonunu desteklemeyi hedefliyor. Veliaht Prens ayrıca yenilenebilir ve hızlanan ihtiyaçlardan kaynaklanan umut verici fırsatları yakalayarak, değerleri teşvik ederek, temel ve gelecekteki becerileri geliştirerek ve toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaç ve isteklerini karşılayan adımlarla yerel ve küresel olarak ulusal yeteneklerin rekabet gücünü artırmak amacıyla Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programları dahilinde İnsan Yeteneklerini Geliştirme Programı’nı başlattı.

Diğer yandan Suudi Arabistan’da ve bölge genelinde enerji ile ilgili mal ve hizmetlerden tam ekonomik değer elde etmek için Kral Selman Enerji Şehri’ni (SPARK) geliştirmek için de çalışmalar sürüyor. Bu şehir, enerji sektöründe 21’inci yüzyıl eko sistemi olacak. Mükemmellik ve yenilikçilik üzerine inşa edilmiş canlı bir uluslararası sanayi topluluğu oluşturacak.

Suudi Arabistan’ın iklim değişikliğinin artan zorluklarıyla mücadele, Paris Anlaşması’nın uygulanmasını geliştirmek için çalışma Yeşil Suudi Arabistan ve Yeşil Ortadoğu girişimlerini destekleme taahhüdüne bağlılığı, karbon emisyonlarını azaltma, halk sağlığını ve yaşam kalitesini iyileştirme, petrol üretim verimliliğine hız verme, yenilenebilir enerji oranlarını yükseltme ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlama ile çevre koruma çabalarında küresel liderliğini teyit ediyor. Riyad, Glasgow’daki Uluslararası İklim Konferansı’nda, 2030 yılına kadar emisyonları yıllık olarak 278 milyon ton azaltmak için katkı düzeyini artıracağını ve döngüsel karbon ekonomisi yaklaşımıyla 2060’ta sıfır tarafsızlığa ulaşmayı hedefleyeceğini duyurdu.

Kardeşlerim;

Suudi Arabistan, G20 Zirvesi’ne başkanlık etme ve Riyad Zirvesi bildirisini etkinleştirme konusunda başarılar kaydetti. G20 başkanlık programında ayrıca Kovid-19 salgını ve bunun ekonomik ve sosyal sonuçlarını ele almaya odaklandı. G20 ülkelerini Afrika Kıtası’ndaki en az gelişmiş ülkeleri desteklemeye, sağlık sistemlerini güçlendirmeye, bu ülkeler için ihtiyaç duyulan kalkınma ve insani finansmanı seferber etmeye zorlamak için büyük çabalar sarf edildi. Suudi Arabistan ayrıca borç servisi ödemelerini askıya almak ve en yoksul 73 ülkeye acil likidite sağlamak için G20 girişimini başlatmayı başardı. Suudi Kalkınma Fonu bunun yanı sıra 54’ten fazla Afrika ülkesine değeri 50 milyar riyali aşan krediler ve hibeler sağladı. Riyad birçok Afrika ülkesine, yaşadıkları siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etkisini azaltmaları için 4 milyar riyali aşan farklı girişimler sundu. Bunun yanı sıra İslam İşbirliği Teşkilatı’nın en az gelişmiş üye ülkelerinde Kovid-19 salgını ile mücadele etmek için 20 milyon riyal de bağış yaptı.

Suudi Arabistan ayrıca İtalya Cumhuriyeti’nin geçtiğimiz ekim ayında Roma’da gerçekleştirilen G20 başkanlığının çalışmalarını, ortak kolektif eylem yoluyla bir başarıya dönüştürmek için gösterdiği somut çabalar için takdirini yineliyor. Riyad’ın 2022’de Endonezya’da yapılacak bir sonraki zirveyi başarılı kılmak için gösterilen çabalara devam etme konusundaki isteğini bir kez daha teyit ediyoruz.

Kardeşler;

Suudi Arabistan, küresel liderlik ve uluslararası politikadaki önemli rolünün yanı sıra bölgede ve dünyada güvenlik, istikrar ve refah sağlamaya yönelik sağlam pozisyonlara olan bağlılığından ve barış, bir arada yaşama ve sürdürülebilir gelişim kavramını teşvik etmesinden kaynaklanan bölgesel ve uluslararası bir ağırlığa sahiptir.

Suudi Arabistan, insanlığa büyük zarar verdiğinden dolayı Ortadoğu bölgesini kitle imha silahlarından arındırmanın gerekliliğine yönelik sağlam duruşunu teyit ediyor. Yayılmasını yasaklamak ve önlemek için iş birliğini destekliyor ve kullanımını kınıyor. Suudi Arabistan ayrıca uluslararası barışı ve güvenliği korumanın önemini yineliyor. Bölgesel çatışmaları çözme, devletlerin egemenliğine saygı duyma ve iç işlerine karışmama konusunda önemli çabalar sarf ediyor.

Riyad, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin (KİK) varlığını korumak için çabalar sarf etti. El-Ula Zirvesi’ndeki rolü, Körfez sisteminin bütünlüğünü koruma konusuna verdiği önemden kaynaklanıyor. Ortak hareketin doğal seyrine döndürülmesinde, bölge halkları arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının güçlendirilmesinde el- Ula’daki zirvenin sonucu için Allah’a şükrediyoruz. Körfez saflarının birliğinin güçlendirilmesinin önemine olan inancımız kesindir. Körfez entegrasyon sürecinin devamı için aralıksız arayışları yansıtan ‘Ula Zirvesi’nin olumlu sonuçlarını da takdirle izliyoruz. Ortak Körfez eylemi ve Konsey tarafından onaylanan girişimimize uygun olarak Körfez entegrasyon prosedürlerini hızlandırmanın gerekliliğini vurguluyoruz. Merhum Sultan Kabus bin Said ve Şeyh Sabah el-Ahmed’in -Allah onlara rahmet etsin- isimlerinin ‘el-Ula Zirvesi’nde anılmasına gelince; bu, ortak Körfez eylemi sürecini teşvik etmede ayrılanların büyük çabaları ve yapıcı rolleri için Suudi Arabistan’ın bir takdir ve sadakatinin göstergesi olarak gerçekleşti. Veliaht Prens’in KİK’in kardeş ülkelerine yaptığı ziyaretlerin ikili ilişkiler ve ortak Körfez eylemini güçlendirme düzeyinde önemli sonuçlarından memnunuz. KİK’in Yüksek Konseyi’nin 42. toplantısına ve Riyad Deklarasyonu’nda yayınlanan stratejik iş birliği ve ekonomik kalkınmaya yönelik ilke ve politikalara ilişkin anlaşmaya ve KİK ülkeleri arasında kalkınma entegrasyonu ve vatandaşlarının özlemlerine ulaşmaya da ev sahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duyduk.

Kardeşlerim;

Filistin davası, Araplar ve Müslümanların en önemli meselesiydi ve halen da öyledir. Bu, Suudi Arabistan’ın dış politikasının önceliklerinin başında geliyor. Riyad, kardeş Filistin halkının meşru haklarını geri kazanmaları ve başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırları içindeki Filistin topraklarında bağımsız ve egemen Filistin devletini kurmaları için desteklemekte ne tereddüt etti ne de gecikti.

İran, komşu bir ülke. Dolayısıyla politikalarını ve bölgede sergilediği olumsuz davranışları değiştirerek diyalog ile iş birliğine doğru yol almasını umuyoruz. Bölgede güven ve istikrarı sarsan İran rejiminin politikalarını büyük bir endişeyle takip ediyoruz. İran rejimi, mezhepsel silahlı militan gruplar oluşturup destekliyor ve askeri gücünü sistematik olarak bölge ülkelerinde yayıyor.

Tahran yönetiminin nükleer program ve balistik füzeler geliştirme çalışmalarında uluslararası toplumla iş birliğine yanaşmıyor. İran, Yemen’de hükümete karşı savaşan Husileri destekleyerek ülkedeki savaşı uzattığı gibi Suudi Arabistan’ı da tehdit etti.

İran rejiminin Yemen’deki savaşı uzatan, bölgedeki insani krizi derinleştiren, Riyad’ın ve bölgenin güvenliğini tehdit eden terörist Husi milislerine verdiği desteğin takipçisiyiz. Suudi Arabistan, Yemen’in güvenliği ve istikrarına önem veriyor ve Yemen halkının insani acılarını hafifletmek için çalışmayı sürdürüyor. Yemen’de güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak ve Riyad ile bölgeye yönelik tehdidi savuşturmak için tüm tarafları siyasi çözümleri kabul etmeye zorlamak için çaba sarf ediyor. Riyad ayrıca Yemen’deki çatışmayı sona erdirme girişiminde bulunarak Körfez Girişimi ve onun yürütme mekanizması, kapsamlı ulusal diyalogun sonuçları ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararı olmak üzere üç referans uyarınca yapılan uluslararası çabaları destekliyor. Suudi Arabistan’daki hayati tesislere ve sivil yerleşimlere karşı dronların ve balistik füzelerin yaygın kullanımı terörist Husi milislerin gelişmiş silahlar ve teknolojilere ulaşma tehlikesini ortaya koydu. Husileri bilgeliğin ve aklın sesine başvurmaya ve onurlu Yemen halkının çıkarlarını diğerlerine göre öncelikli hale getirmeye çağırıyoruz.

Suudi Arabistan, Suriye ve Libya meselelerinde, iki kardeş ülkenin egemenliğini, birliğini ve güvenliğini koruyan, bu ülkelerde güvenlik ve istikrarı sağlayan ve iki kardeş halkının acılarına son veren siyasi çözümlere ulaşmayı amaçlayan tüm çabalara desteğini yineler.

Riyad ayrıca kardeş Lübnan halkının yanındadır ve tüm Lübnanlı liderleri halklarının çıkarlarına öncelik vermeye ve halkının güvenlik, istikrar ve refah açısından arzularını elde etmek ve Hizbullah teröristlerini devletin eklemleri üzerinde hegemonyayı durdurmak için çalışmaya çağırıyor.

Suudi Arabistan, kardeş Irak Cumhuriyeti’nin de istikrarını ve gelişimini destekliyor. Irak hükümetine, ülkenin güvenliği, egemenliği ve istikrarının yanı sıra Arap derinliğiyle bağlantısını garanti edecek şekilde tam desteğini yineliyor. Riyad ayrıca iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğine iyimser bakıyor.

Suudi Arabistan, kardeş Sudan Cumhuriyeti’ndeki geçiş aşamasına ilişkin tarafların, Sudan halkının isteklerini yerine getirmek ve seçimlerin kararlaştırılan tarihte yapılmasına yönelik geçiş aşamasını tamamlamak konusunda vardıkları anlaşmadan memnuniyet duyuyor Bu kardeş ülke için güvenliğin, istikrarın ve kalkınmanın birliğini ve devamlılığını sağlayacak her adıma verdiğimiz desteği teyit ediyoruz.

Suudi Arabistan, Afganistan İslam Cumhuriyeti’ndeki durumu ve gelişmeleri de yakından takip ediyor. Afganistan’ın istikrar ve güvenliğinin önemi ve terör örgütleri için bir sığınak olmaması gerektiğini vurguluyor. Kardeş Afgan halkının acılarını hafifletmek için insani yardım sağlamak amacıyla bölgesel ve uluslararası çabaların yoğunlaştırılması çağrısında bulunuyor. Suudi Arabistan bu bağlamda Aralık 2021’de Afganistan’ın kardeş halkına yardım sağlamak için İslam İşbirliği Teşkilatı Bakanlar Konseyi’ni olağanüstü toplantıya çağırdı.

Kardeşler;

Suudi Arabistan Krallığı, zor durumdaki en düşük gelirli ve zarar gören ülkelerin, mültecilerin ve bu durumdan etkilenenlerin yanında olmaya önem veriyor. Sağlık, eğitim, barınma, gıda temini ve gıda güvenliğinin sağlanmasına yardım da dahil olmak üzere kalkınma ve insani yardım sağlamak için hiçbir çabadan kaçınmadı. Ülke içinde ve dışında yaklaşık 42 milyon mülteci ve sürgün edilen kişiye yardım etti. Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) de bu tür yardımı sağlayan en önde gelen kuruluşlardan biri oldu.

Son olarak, talimat ve prosedürlere verdikleri yanıt için vatandaşlara ve bölge sakinlerine, ayrıca Kovid-19 salgını ile karşı karşıya kalan ekiplerdeki çalışanlara ve her alanda cesur askerler olan evlatlarıma teşekkür ediyorum.

Allah, sevgili ülkemizin, Suudi Arabistan’ın iyiliği için hizmet eden herkesi muvaffak kılsın. Çabalarınız için teşekkür ederim.”

Şarkul Avsat