Suudi Arabistan ve uyuşturucu devleti savaşı

Eski Ürdün Enformasyon Bakanı Semih el-Muayita’nın Ürdün güvenlik güçlerinin Suriye’den uyuşturucu kaçakçılığı yapan milislerle son zamanlardaki çatışmaları hakkındaki yorumları ilgimi çekti. Özetle kendisi Ürdün’ün bu çetelerle çatışmasının ne geleneksel ne de sıradan olduğunu söyledi.

Muayita “Eski çetelerden alışık olduğumuz kaçakçılık değil, örgütlü bir savaşla karşı karşıyayız. Bu, risklere rağmen ilklerin kaçakçılığındaki gibi maddi kazanç sağlama fikrini aşan bir durum” dedi.

Meselenin ayrıntılarına gelecek olursak, Ürdün güvenlik birimleri, Suriye topraklarından Ürdün topraklarına büyük miktarda uyuşturucu kaçırma ve sokma girişimlerini engelledi. Yapılan operasyonların sonucunda Suriye topraklarındaki çetelerden 27 kişi hayatını kaybederken yaralananlar da oldu.

Ürdün Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’ndan resmi bir askeri kaynak, Doğu Askeri Bölgesi’nin, güvenlik birimleriyle koordinasyon sağlayarak yetki alanı içerisinde birçok cephede eş zamanlı özel operasyonlar gerçekleştirdiğini ve böylece Suriye topraklarından Ürdün topraklarına çok miktarda uyuşturucu madde sokmaya yönelik girişimleri engellediğini belirtti.

Kaynak “Operasyonlarda 27 kişi öldü, çok sayıda kaçakçı yaralandı ve Suriye’nin derinliklerine kaçtı. Zorlu hava koşulları ve kar yığılması yüzünden bölgede basit bir arama çalışması yapılırken, çok miktarda uyuşturucu madde ele geçirildi” ifadelerini kullandı.

Ürdün Silahlı Kuvvetleri daha önce Suriye içlerine kaçan bir grup kaçakçı tarafından Ürdün’ün kuzeydoğu sınırında açılan ateş sonucu bir subayın hayatını kaybettiğini ve üç kişinin de yaralandığını açıklamıştı.

Bu, Ürdün güvenlik güçlerinin uyuşturucu milislerine karşı gerçekleştirdiği ilk operasyon değil. Endişe verici olan şey bu çetelerin güçlerinin tehlikeli bir düzeye ulaşmış olması. Zira modern silahlar ve insansız hava araçları (İHA) kullanıyorlar. Karmaşık gözetleme ve keşif faaliyetleri yapıyorlar. Tedarik zincirleri ve istihbarat bilgilerine sahipler. Bu da eski kaçakçıların bilindik gücünü aşan becerilerle karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor. Daha da açık konuşacak olursak ülkelerin veya belki de belli bir ülkenin becerileri ile karşı karşıyayız!

Aslında bu ölümcül uyuşturucu sevkiyatlarının hedefi Ürdün pazarı değil, bilakis Körfez ve özellikle de Suudi Arabistan pazarıdır.

Bu işten müthiş bir kar elde edileceğine hiç kuşku olmasa da amaç ticari değil. Mesele paradan ziyade insan. Suudi Arabistan insanlarının yok edilmesi isteniyor.

Dünyadaki uyuşturucu çetelerinin ve kartellerinin özel ve ciddi güçleri olduğu doğru. Bunun için Latin Amerika’daki uyuşturucu kartellerini aklımıza getirmek yeterli olacaktır. Ancak bu bizim alışık olduğumuz bir durum değil. Bu çetelerin Suudi Arabistan’a karşı faaliyetlerindeki hızı, sıklığı ve atılımı ciddi bir mali kârın ötesinde başka bir anlam olduğunu gösteriyor.

Bu yüzden eskiden beri Suudi Arabistan, uyuşturucu çetelerine idam cezası vermeye ve uzun hapis cezalarında af çıkarmamaya varan sert cezalar benimseyerek uyuşturucu çetelerine karşı katı bir tavır takınmıştır.

Hazır konu açılmışken söyleyeyim Taliban, El-Kaide, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Hizbullah ve Husiler’in uyuşturucu kaçakçılığı ve ticareti dünyası ile özel bir ilişkileri var. Ancak bu ayrı ele alınması gereken bir mesele.

*Mişari Zeydi- Suudi Arabistanlı gazeteci ve yazar