Suudi Arabistan: İsrail’le normalleşme için iki devletli çözüm şart

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, yaptığı açıklamada Arap ülkeleri ile İsrail arasında imzalanan barış anlaşmalarıyla ilgili olarak “İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasından önce bile bölgede barışa ve daha iyi bir duruma doğru yeni bir ivme vardı. Ancak asıl sorunun Filistinlilerin meselesi olduğunu unutmamak önemli” şeklinde konuştu.

İki devletli çözüm için Filistinliler ve İsraillilerin müzakere masasına oturmasının bir yolunu bulmak gerektiğine değinen Prens Faysal, “Bölgede İsrail ile tam normalleşmenin sadece İsrail için önemli veya iyi değil, aynı zamanda hepimiz için önemli ve iyi olduğuna inanıyoruz. Çünkü bu, tüm ülkelerimize ekonomik, sosyal ve güvenlik düzeyinde fayda sağlayabilir” dedi. Filistin sorununun çözülmesi gerektiğine de vurgu yapan Bakan, meselenin çözülmediği takdirde her şeyin kırılgan olacağına işaret ederek Filistin topraklarındaki durumun zor olduğunu ve bu sebeple önceliğin barış sürecini canlandırmak olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve Almanya arasındaki işbirliğine dikkati çekti. Suudi Arabistan 2030 Vizyonu kapsamında çok çeşitli ekonomik, kültürel ve sosyal alanlardaki hedeflere vurgu yaparak, Almanya’nın kültürel değişim ve mesleki eğitimin yanı sıra çevre alanında da işbirliği için çok önemli bir fırsat sunduğunu söyledi. Bakan, “Bu alana büyük yatırımlar yapıyoruz ve yeşil hidrojen konusundaki yeteneklerimizi genişletiyoruz” dedi. Suudi Arabistan’ın tarihsel olarak Almanya ile endüstriyel iş birliğine dayalı yakın bir ortaklık ve dostluk ilişkili olduğunu ve Suudi Arabistan’ın bu işbirliğini yeşil enerji alanında da genişletmeye kararlı olduğuna işaret eden bakan, 2030 Vizyonu kapsamında öncelikli olarak kültürel alanların yanı sıra tarihi eserler alanında da iş birliği olduğunu kaydetti.

İran nükleer dosyası ile ilgili de açıklama yapan Suudi Dışişleri Bakanı, 2015 İran nükleer anlaşmasını canlandırmaya yönelik güven eksikliği olduğunu söyledi. Bakan, “Mevcut Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) İran’ın nükleer bomba geliştirmesini engelleyebileceğine dair hiçbir güvenimiz yok. Ortaklarımızın bu müzakerelere geri dönme arzusunu anlıyoruz. Ancak bu müzakerelerin bir son değil, sadece bir başlangıç olması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Bu müzakerelerin, “doğru yönde atılmış bir adım olarak görülmesi ve bölgesel meseleleri tartışırken nükleer programın kesin gidişatını belirlenmesinin bunun üzerine inşa edilmesi” gerektiğini söyleyen bakan, İran’ın nükleer bomba yeteneklerine sahip olmasının tehlikeli bir işaret olacağını ve diğer ülkelerinde aynı yolu izleyebileceği konusunda uyarıda bulundu. Prens Faysal, “Nükleer silahlara ve genel olarak kitle imha silahlarına karşı güçlü bir ilke benimsiyoruz ve bu ilkeye bağlıyız. Ancak İran’ın bu nükleer yeteneklere sahip olması, bölgenin istikrarını bozar. Bir gerilim ya da ne olacağını bilmek mümkün değil” dedi.

Şarkul Avsat