Nükleer caydırıcı güçleri harekete geçiren Moskova, Batı’yı soykırıma katılmakla suçladı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesini ‘çevreleyen tehditlerle’ mücadeledeki ciddiyetini göstermek için yeni bir adım atarak, daha önce eşine rastlanmamış bir şekilde Rusya’nın ‘stratejik caydırıcı’ güçlerini yüksek alarma geçirme emri verdi. Putin, Batı’nın yaptırımlarla yetinmediğini bunun da ötesine geçerek doğrudan Rusya’ya hakaret ettiğini söyledi. Öte yandan Ukrayna’nın Rus tarafıyla müzakere başlatmayı onaylaması, Rus ve Ukraynalı tarafların zayıf beklentilerine rağmen krizin yatıştırılması için umut doğurdu.

Rus devlet televizyonu, Devlet Başkanı Putin ile Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov arasındaki görüşmenin bir bölümünü yayınladı. Putin, görüşme sırasındaki öfkesi dikkat çekerken, konuşmasına Rusya’daki kötüleşen duruma vurgu yaparak başladı. Batı’nın yasadışı yaptırımlar uygulamakla yetinmediğini belirten Putin, ‘’Batılı liderlerin dilinde ülkemize yönelik doğrudan hakaretleri giderek daha fazla duyuyoruz. Bu nedenle, Savunma Bakanına ve Genelkurmay Başkanlığına Stratejik Caydırıcılık Güçlerini özel savaş görevi durumuna geçirmesini emrediyorum’’ dedi.

Rus ordusunun caydırıcı güçleri, nükleer silahlar ve hipersonik füzeleri de kapsayan savaş unsurlarıdır. Bu güçler, denizaltılar, saldırı gemileri, hava savunma sistemleri, füzesavar kalkanlar ve uydulara yönelik savunma sistemlerini kapsıyor. Caydırıcı güçler Rusya’ya yönelik tehditlere karşı savunma ve saldırıda en önemli role haiz birimlerdir. Caydırıcı saldırı ve caydırıcı savunma birimleri olarak ikiye ayrılırlar, görevleri, Rusya’ya veya müttefiklerine karşı herhangi bir saldırganlığı caydırmak ve savunma nükleer silahlarını içeren yeteneklerle düşmanı ortadan kaldırmak olarak özetlenmiştir. Askeri uzmanlara göre, Putin caydırıcı savunma güçlerini alarma geçirmiş durumda.

Bu açıklamanın hemen akabinde, Batılı ülkelerden tepkiler geldi, ABD’nin BM Büyükelçisi Thomas-Greenfield, Rus liderin çatışmayı kabul edilemez bir şekilde tırmandırdığını belirterek bu adımın sonuçlarına yönelik uyarıda bulundu. Avrupa Birliği (AB), ve ABD dün, Rusya’ya karşı uygulanacak ilave ekonomik yatırımlar konusunda ortak açıklama yayımlayarak bazı Rus bankalarının, uluslararası para transferi sağlayan SWIFT sisteminden çıkarılmasını kararlaştırdı. Kremlin’den yapılan açıklamada, Moskova’nın düşmanca adımlara misliyle tekabülde bulunacağı vurgulandı. Bazı Rus bankalarının SWİFT sisteminden çıkarılması Rus para birimi rublenin yüzde yirmiye varan değer kaybı yaşamasına neden oldu. Rus borsasının ve finansal piyasalarının bugün itibariyle büyük çöküşler yaşayacağı tahmin ediliyor. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, AB hava sahasını Rus uçaklarına kapatacaklarını açıkladı. Rus uçakları artık AB topraklarına inemeyecek, buralardan kalkış yapamayacak ve üzerinden uçamayacak. Bu adımı, kendisini tamamıyla tecrit etme girişimi olarak değerlendiren Moskova sert tepki gösterdi.

Lavrov, Çavuşuğlu ile görüştü

Moskova yönetiminin, çıkarlarına zarar verecek ilave adımlar atılmamasını sağlamak için çeşitli taraflarla temaslarını sürdürdüğü öğrenildi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, mevkidaşı Mevlüt Çavuşuğlu ile telefonda görüştü. Rus Dışişlerinden yapılan açıklamada, görüşmede Ukrayna’daki krizin ve müzakerelerin seyrinin ele alındığı belirtilse de Rusya’nın, Ankara’nın Ukrayna’nın talebine yanıt olarak İstanbul Boğazı’nı, Karadeniz’deki Rus askeri gemilerine kapatması olasılığı hususunda endişelendiği biliniyor. Rusya’nın açıklamasında bu konuya değinilmedi, Ukrayna’nın silahsızlandırılma sürecinde sivillerin güvenliğinin öncelikli olduğuna vurgu yapıldığı ve Türkiye’nin Moskova’dan Ukrayna’daki Türk vatandaşların tahliyesi için destek istediği belirtildi.

Rusya, İsrail’in arabuluculuk teklifini reddetti

Moskova, İsrail’in Ukrayna-Rus müzakerelerine ev sahipliği yapma önerisini reddetti. Kremlin’den yapılan açıklamada, İsrail Başbakanı Naftali’ Bennet’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i arayarak, Ukrayna-Rusya arasında arabuluculuk teklif ettiği belirtildi. Putin’in öneriyi kabul etmeyerek, ‘’Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun müzakereleri Minsk’ten sınıra yakın bir kasabaya taşıma teklifini kabul ettik, gelmezlerse bu onların tercihi olacaktır’’ dediği kaydedildi. Bu açıklama Putin’in müzakerelerin Belarus’ta gerçekleşmesinde ısrarcı olduğunu gösterdi. Rusya, cumhurbaşkanlığı ofisi ile savunma ve dışişleri bakanlığını temsil eden bir müzakere heyetini Minsk’e göndermişti. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy dün, Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko ile görüşmesinin ardından, Ukrayna heyetinin, Ukrayna-Belarus sınırındaki Pripyat ırmağı bölgesinde Rus heyetiyle ön koşulsuz olarak görüşme konusunda anlaştığını açıkladı. Zelenskiy daha önce Minsk’te müzakere yürütülmesini reddetmiş, “Rusya Belarus topraklarından Ukrayna’ya saldırmasaydı Minsk’teki görüşmeler yapılırdı” diyerek, Ruslara alternatif olarak Varşova, Bakü, İstanbul Budapeşte veya herhangi bir şehri önerdiklerini söylemişti.

Rusya-Ukrayna müzakerelerinin sonuçlarına dair beklentiler düşük

Müzakerelerin başlayacağının duyurulması, durumun askeri olarak sakinleşebileceğine dair umut doğurdu. Ancak her iki taraf da müzakerelerin olumlu sonuçlanacağına dair iyimser görünmemekte. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, ülkesinin barış için diyaloğa hazır olduğunu ancak teslim olmayacağını vurgulayarak; ‘’Buraya gidip Rusya’nın ne söylediğini dinlemek istiyoruz. Böyle müzakerelerde barış ortaya çıkar ve savaş biterse iyi olacaktır, ancak topraklarımızdan fedakârlık etmeyeceğiz.’’ dedi. Zelenskiy ise ” Açıkçası Belarus’taki görüşmenin sonuç vereceğine inanmıyorum ama şans verilmeli, bırakalım çabalasınlar. Böylelikle hiçbir Ukrayna vatandaşının, Ukrayna Devlet Başkanı olarak savaşı durdurmaya çalışmadığım konusunda şüphesi olmayacak’’ diye konuştu. Zelenskiy daha sonra yaptığı bir açıklamada, ‘’Müzakerelere dair çok büyük beklentimiz olmasa da ateşkes için bir fırsat olabilir’’ dedi.

Rusya, Batı’yı soykırıma iştirak etmekle suçladı

Bu arada, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Batılı ülkeleri ‘’ Lugansk ve Donetsk halk cumhuriyetleri vatandaşlarına yönelik soykırımlara’’ iştirak etmekle suçladı. ABD ve müttefiklerinin Ukrayna’da çözümden yana olmadığını savunan Zahorava; ‘’NATO’nun her geçen gün daha fazla silah göndermesi bunu kanıtlıyor, NATO Ukrayna’yı silahsızlandırma operasyonu nedeniyle Rusya’yı sorgulayacağına önce kendi eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşsin. Kiev’i Donass sorunun barışçıl bir şekilde çözülmemesi için teşvik ettiler’’ ifadelerini kullandı.

Şarkul Avsat