Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Muhammed el-İsa, Küresel İnanç Forumu’nu düzenleyen Evanjelist liderlerle forumun katılımcılarıyla buluştu. (Şarku’l Avsat)

Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Muhammed el-İsa, ABD’de Evanjelist liderlerle buluştu

Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-İsa, fanatizm, ayrımcılık ve adaletsizliğe yer olmayan bir dünya inşa edilmesine herkesin katkı sağlaması gerektiği açıklamasında bulundu. Nefret söyleminin tüm kanunlarda suç olarak kabul edilmesi çağrısında bulunan İsa, bölünme ve şiddetin başlıca sebebinin nefret söylemi olduğunu ve bahanelerinin hoşgörüyle karşılanmaması gerektiğini vurguladı.

ABD’de Evanjelist Kilise’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Küresel İnanç Forumu 2022’nin onur konuğu olan İsa, forumun açılış konuşmasında gerçek ilerlemenin dini ve etnik kimliklerden bağımsız olarak, herkes için ‘iyi bir dünya’ yaratma arzusunun, cesaret ve kararlılıkla sergilenmesiyle mümkün olacağını belirtti. İsa sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha iyiye doğru bir değişim kolay olmayacaktır. İlk başta bunu kabullenmek zor gelecektir. Sonra da eyleme dökülmesinde zorluklarla karşılaşılacaktır. Bunun sağlanması için uzun bir zaman gerekebilir. Dolayısıyla bu hususta sağlam ve kararlı bir vizyona sahip olunması zorunluluktur.”

‘Sıradışı Müttefikler Gelişmiş Toplumları Birlikte İnşa Ediyor’ sloganıyla ABD’nin Teksas, Kansas ve Maryland eyaletlerinde Evanjelist Kilisesi tarafından düzenlenen, Küresel İnanç Forumu 2022 oturumlarına, ABD devlet yetkilileri, uluslararası örgütler ve ABD’li Müslüman örgütlerin temsilcileri katıldı. Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Muhammed el-İsa, Evanjelist cemaatin insani değerlere olan bağlılığını övdü ve ‘güvenilir müttefikler’ olarak nitelediği Evanjalistlerin ‘dostluğundan’ duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Muhammed el-İsa açılış konuşmasında, bin iki yüz İslam alimi tarafından imzalanan Mekke Belgesi’ni tanıttı. Mekke Belgesi olarak adlandırılan bildiriyi, İslam alimlerinin önemli çağdaş meselelere karşı ortak görüşünü yansıtan ilk İslami konsensüs olarak tanımlayan İsa, Mekke Belgesi’nin tarihi kongresine 139 ülkeden farklı mezhebi temsilen 4 bin 500 kişiden fazla din aliminin ve düşünürün katıldığına dikkat çekti.

Mekke Belgesi’nin çağdaş İslam tarihinde en önemli belge olduğunu vurgulayan İsa, söz konusu belgede aşırılıkla mücadele edilmesine odaklanıldığını ve çağdaş sorunların ele alındığını ifade etti. Daha önce görülmemiş bir geniş katılımla onaylanan belgenin, İslam ülkeleri tarafında resmi olarak da desteklendiğinin altını çizdi. İslam ülkeleri dışişleri bakanlarının toplantısında Mekke Belgesi’nin dini, kültürel ve eğitim kurumlarında temel referans olarak alınmasının kararlaştırıldığını vurguladı.

Dr. İsa ‘ortak insani değerlere’ odaklanılması gerektiğini belirttiği açıklamasının devamında şu ifadeleri kulandı:

“Farklı dinlere ve kültürlere mensup insanların bir araya gelerek birbiri ile temas kurması son derece önemlidir. Herkesin diyalog içinde olması için güvenli alan ve imkanların sağlanması zorunluluktur. Herkesin şunun farkına varmasını sağlamalıyız; ortak değerlerimiz barış içinde hatta ittifak içinde yaşamamızı gerektiriyor. Bugün buradaki diyalogumuzun ortak değerlerimizin desteklenmesi hususunda güçlü bir ittifakla sonuçlanmasından dolayı mutluyum.’

Evanjelist cemaati liderlerinden Bob Robert de açıklamasında şunları söyledi:

“Dr. İsa’nın forumumuzun bu yılki onur konuğu olmasından duyduğum memnuniyeti ifade etmeliyim. Kendisi Müslüman toplulukları temsil eden Mekke merkezli bir kurumun başında bulunuyor. Aynı zamanda dünya barışına, dinler, kültürler ve medeniyetler arası diyaloga sunduğu katkılarla da tanınıyor. Bizler Dünya İslam Birliği’nin, dünya barışı ve toplumsal barışa katkı sağlayan seçkin girişimlerini takdir ediyoruz. Dünya İslam Birliği ile küresel barışı tesis etme, din ve kültürlerin takipçileri arasındaki olumsuz boşlukları kapatmak için birlikte çalışıyoruz. Bu ortaklıktan onur duyuyoruz. Bağnazlar tarafından benimsenen nefret ve ırkçı söylemlere karşı birlikte hareket ediyoruz. Mekke Belgesi son derece önemlidir. Bu belge ile İslam medeniyetinin gerçek yüzü dünyaya sunuldu. Bu belgedeki maddeler adalet, insan hakları ve insan onuruna saygı ilkelerinin pekiştirilmesine katkı sağladı.”

Eski ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Elçisi Sam Brownback de dünya barışının ancak üç semavi dinin mensuplarının birbirleriyle iletişim kurmaları, diyalogu benimsemeleri ve şiddeti reddetmeleri halinde sağlanabileceğini söyledi. Brownback, üç dinin temel değerlerinin, şiddeti dışladığını ve barışı telkin ettiğini vurguladığı açıklamasında “Hepimiz tek bir atada birleşiyoruz; o da İbrahim’dir. Bizler kardeşiz. Bunu daima hatırlamalıyız” ifadesini kullandı.

Eski ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Elçisi David Saberstei de Dr. İsa tarafından sunulan ‘çalışma belgesinin’ farklı dillere çevrilerek dünya genelinde dağıtılması gerektiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü David Beasley de “Dünyadaki kriz bölgeleri ve çatışma alanları bize şu önemli şeyi öğretiyor: Dinlerin mensupları arasında iletişim eksikliği olduğunda herkesin zararına olan acı felaketler yaşanabiliyor” açıklamasında bulundu.

İnsan hakları aktivisti Kristen Kane de şunları söyledi:

“İnsan ticareti mağdurlarının dini geçmişlerine baktığımızda, muhtelif dinlere mensup olduklarını görürüz. Yani bu vahşeti işleyenler dinler arasında bir ayrım yapmıyor. İnsan ticareti ve modern köleliğin sonlandırılmasını ancak bütün dinlere mensup olanların birlikte hareket etmesi imümkün kılabilir.”

Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Muhammed el-İsa, üç farklı Amerikan eyaletinde onlarca Evanjelist liderle bir araya geldi. İsa’nın konuşma yaptığı etkinliklere Evanjelist cemaatinden binlerce kişi katıldı. İsa’nın katılımı ‘istisnai bir olay’ olarak değerlendirildi. Küresel İnanç Forumu’nun sonuç bildirisinde, Dünya İslam Birliği’nin ortak değerler üzerinde çalışmak için güçlü ve güvenilir bir müttefik olduğu vurgulandı.

Şarkul Avsat